Genel olarak yanlış bilinen bir konuyu düzelterek başlamak isterim. "Dostoyevski bu eseri bir gecede yazdı" denir. Ayrıca 25 günde yazdı diyenle de var. 25 günde gayet güzel bir kitap yazılabilir. Bunda enteresan bir durum yok. Lakin böyle değil. Özellikle kumar oynamaya başladıktan sonra kafasında oluşturmaya başladığı bir karakter var. Bu karakter de tabii ki kendisi olacaktır. Kitap da zaten bir çeşit otobiyografi sayılır. Yazarın mutsuz kumarhane deneyimlerinden yola çıkarak yazıldığı anlaşılmaktadır. Kumar bağımlılığını kendi kendisine karşı aklamaya çalışan ve kendini hem mahkum edip hem de savunan yazarın kumarla olan ilişkisini görüyoruz. Kendini kanıtlamak için kumar oynayan, oynadıkça da kumarın verdiği o tuhaf duyguyla, içini kemiren aşağılık duygusunun karşısında zafer kazanmak isteyen kahramanımız bir kumar bağımlısı haline gelecektir. Bunu açıktan da kabul eder ve "Nasılsa hissizleştim, sanki bir çeşit batağa gömülmüş gibiyim" der. Bu noktada kumarı para için oynamadığını , saygınlık kazanmak, bu saygınlıkla da aşık olduğu (en azından öyle düşünüyor) kadını elde etmek isteyen ve özellikle de kendini yetersiz hissettiği toplumda üst sınıfa taşınmak için oynar. Kazanırken oyunu bırakmayan/ bırakamayan kahramanımız kaybettiği zamanlarda bunu kişilik zaafı olarak değil Ruslara özgü aşırıya kaçan bir özellik olarak ifade eder ve kendini avutur. "Ruslar böyledir" der. Dostoyevski'nin birçok romanında gördüğümüz ahlaksal ve dinsel sorgulamaların neredeyse hiç olmadığı eser bir çeşit toplumsal eleştiri niteliği taşıyor. Özellikle yurtdışında (Almanya) dışa vurulan Rus mizacını eleştirdiğini açık bir şekilde görebiliyoruz. Basit bir anlatımla yazılmış eseri okuması oldukça kolay. Sayfa sayısının az olması, birçok eserdeki ruhsal/psikolojik çözümlemelerin burada olmaması, diyalogların başarılı aktarılması kitabı kolay bir şekilde bitirmenizi sağlıyor. Bu açıdan diğer eserlerine göre daha kolay bir Dostoyevski kitabı diyebiliriz.

KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202369bin okunma

·

803 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hüseyin Başaran