Dönemin siyasi çalkantılarını hatırlayamayacak kadar küçükseniz ve siyasi olaylara da ilgi duymuyorsanız kendinizi bir kötücül öykü serisi içinde sanabilirsiniz. Ama o dönemi az çok merak ettiyseniz İnci Aral’ın bu vahşet günlerini nasıl bir ustalıkla kaleme aldığını düşünürsünüz okurken. Keşke hiç okumasaydım diye diye bitirirsiniz kitabı, elinizden bırakamayacağınız gibi bir süre etkisinden de çıkamazsınız. Sözde din uğruna kardeşin kardeşe nasıl kırdırıldığı hep anlatılır durur ya hani, bu kitap tam da adında olduğu gibi o anlatının bir resmî. Çok üzücü, çok gerçek, çok Türkiye…