Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
2003 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Coetzee, Barbarları Beklerken’de 1970’lerin Güney Afrika’sını eleştiriyor. Yıllardır bir sınır kasabasında görev yapan Sulh Yargıcı’nın gözünden olaylar anlatılıyor. Merkezden gönderilen Albay’ın gelişiyle başlayan kitap, devletin ‘barbar’ olarak nitelendirilen yerli halklara uyguladığı işkence ve korku politikalarıyla devam ediyor. Sorgu sırasında yaşananlar, insanların esir tutuluşu ve işkenceyle yalan yanlış şeyler söylemesinin sağlanması tarih sahnesinde görmediğimiz, hiç duymadığımız şeyler değil ne yazık ki. Tabi Albay ve askerleri, bu yöntemleri kullanarak bölgeye medeniyeti getirmekte olduklarını söylüyorlar. Her baskıcı yönetim gibi. Bir yandan da Sulh Yargıcı bu yaşananlardan rahatsız. Ancak elinden de bir şey gelmiyor. Romanın belli bir kısmından sonra da Sulh Yargıcı kendi içinde insan vicdanı, adalet, baskıcı yönetim, korku, şiddet, zorbalık gibi kavramlar üzerinde düşünüyor. Beklenen barbarların kim olduğu ne zaman gelecekleri ise roman boyunca muallakta kalıyor. Kitabı okurken askerlerin barbarlara yaptıkları vahşilikleri görünce asıl barbarlar yerli halk mı yoksa bu askerler ki diye düşünmekten kendimi alamadım. Sürükleyici bir üslupla kaleme alınan roman, okurken benim de insan vicdanı, baskıcı yönetim gibi konuları uzun uzun düşünmeme sebep oldu. İnsan Sulh Yargıcı yerinde olsam ne yapardım diye düşünmekten kendini alamıyor. Coetzee’nin Utanç kitabında olduğu gibi Barbarları Beklerken’de insanı şoka sokan, psikolojik boyutuyla etkileyen harika bir eser. Akıcı, yalın, etkileyici. Tavsiye ederim.
Barbarları Beklerken
Barbarları BeklerkenJ. M. Coetzee · Can Yayınları · 20151,544 okunma
·
146 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.