Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk'ün dediği gibi, "Şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi" değil, "kimsesizlerin kimsesi" olmalıdır.
Fakat devlet kimsenin kimsesi olmamıştır. Kitabın adından da anlayacağımız gibi "Kimsesizler Cumhuriyeti" içerisinde yaşamaktayız. Kötülüğün kol gezdiği, cezalandırmadığı, ortaklık edildiği pis bir sistem içinde yapayalnız bırakılmışız. Çaresizleştirilmişiz. Muhtaç bırakılmışız. Ezilmişiz. Susturulmuşuz.
Karanlığa bir ışık yakmak isteyenler olmuş, belki bir nebze olsun yakabilmiş. Küçük bir yeri aydınlatabilmiş. Ama yine de bu kokuşmuş karanlık pis dehlizlere kimsenin gücü yetememiş.