Hüküm Gecesi, II. meşrutiyet ve istibdat dönemi sonrası halkın ümitlerini bağladığı İttihat ve Terakki yönetiminin giderek zulüme varan uygulamalarını, bunun karşısında da muhaliflerin yetersizliklerini belgesel tadında anlatan bir roman. Tarihsel altyapı o kadar detaylı ve akıcı veriliyor ki bu açıdan kitabı beğenmemek imkansız, ayrıca Şehabettin Süleyman, Ahmet Samim, Ali Kemal hatta Ziya Gökalp ve daha birçok tarihi figür romanın karakteri olarak boy gösteriyor. Ancak romanın ana karakteri Ahmet Kerim’in çevresinde örülen kurgu çok kuvvetli değildi. Bu açıdan sondan ikinci bölüm gelene kadar Ahmet Kerim’in eylemlerini sembolik olarak okumaktan başka bir yol bulamadım. örneğin Rum Despina ile geçirilen bir gece sonrası, temizlik ve saflık simgesi olarak beyaz sabun kokan beyaz entarili bir Türk genç kızının hayalini kurması, Osmanlıcılık fikrinden Türkçülük fikrine geçisin yoğunlaştığı dönemin ve yazarın da ferdiyetçilikten milli edebiyata uzanan kendi yazın sürecinin sembolü olarak okunabilir. Tüm tarihi olaylar yaşanırken kahramanın ruhsal değişimleri belli belirsiz veriliyor. Sondan ikinci bölüm olan Hüküm Gecesi bölümü ise roman boyunca çoğu zaman bir gözlemci olan Ahmet Kerim’in kendi iç hesaplaşmasının ve genel olarak nihilizme, temelsiz muhalifliğe, ‘yarı aydın’ kişiliklere eleştirilerin bulunduğu metnin zirve bölümünü oluşturuyor. Osmanlı’nın dağılış sürecini tek bir tarafa ya da tek bir kişiye bağlamadan, dönemin tüm katmanlarına yayılan çürümüşlüğü, aynı zamanda iyisi ve kötüsü ile kültürel dönüşümü, kazanımları bütün olarak algılamanın ve yorumlamanın önemli olduğu aşikar, bu açıdan Yakup Kadri’nin eserleri hazine değerinde. Mutlaka okunmalı.

Hüküm GecesiYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 2022732 okunma

·

228 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.