İster kenar mahalle halkı olsun, ister bir parlamentoda toplanan daha sınırlı insanlar, daima kuvvetli bir elin hükmü altındadırlar. bu tür insanlar ancak iki türlü yaşam tarzı bilir: Hükmetmek ya da hükmedilmek. Bu da kendisine emreden başa bağlıdır.. Bu iki egemenlik arasında özgürlükten nasıl söz edilebilir?