Murathan Mungan ' ın 9 farklı hikayeden oluşan kitabı. Mungan, hikayelerde bildiğimiz masal ve bazı film karakterlerini kendi yorumuyla, farklı bakış açılarından ele alıyor. Masalların görünmeyen yüzleriyle bize hayatın gerçeklerini hatırlatıyor. Masalların içinden başka masallar çıkarıyor karşımıza.
Hikayelerde yeniden yorumladığı bazı karakterler veya bu karakterlere bakış açısı aykırı gelebilir ilk bakışta. Ancak aktarmak istediği düşünceler, duygular çoğumuzun içinde dile gelmeyi bekleyen şeyler.
Yazarımız kitabında aslında her masalın mutlu sonla bitmeyebileceğini, şartlara göre herkesin kendi masalını kendisinin oluşturacağını ve bunu yaparken nelerden vazgeçmek zorunda kalabileceğimizi anlatıyor bize. Bunu da şiir gibi bir dille yapıyor. Başından sonuna kadar her cümlenin altını çizmemek için zor tuttum kendimi. Her cümlesini kafamda tartarak, sindirerek ve keyifle okudum.
Kırk Oda, yazardan okuduğum ilk kitap olduğu için diğer eserleri ve yazar hakkında genel bir yorumda bulunmam doğru olmaz ancak Kırk Oda özelinde, insanı etkileyen bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Son olarak kitaptan bende iz bırakan bir kaç cümle ekleyip bitiriyorum. Keyifli okumalar.
"... taşamadım kendimden. Kendimin dışına çıkamadım. Buzlu camlar kuşatmıştı içimi. İçim bende kaldı. "
"Eğer biz aynı dili konuşan insanlar bile konuşamıyorsak, anlaşamıyorsak, birbirimize ulaşamıyorsak, her şey çok daha önce yitirilmiş demek ki... "
" Niye bu kadar yalnızız, mutsuzuz, katıyız, benciliz, kabayız? Hoşgorüsüz, anlayışsız, lanet insanlar olduk hepimiz! "
"Bütünlüğümüz parçalanmış; tutkularımız ufalmış; inançlarımız,değerlerimiz yitmişti. Bir daha eskisi gibi sevemeyecektik. Bir daha hiçbir zaman..."