Sahip olma hevesi güzelliğe, duyulan sevgi değildir; güvenlik arzusundan yükselir ve güvende olmak duygusuz olmaktır. Güvende olma arzusu korku yaratır; etrafımızda direnç duvarları ören bir tecrit sürecini devam ettirir ve bu duvarlar bütün duyarlılığı önler. Bir nesne ne kadar güzel olursa olsun kısa zamanda bizim için çekiciliğini kaybeder; ona alışırız ve bize bir zamanlar haz veren şey, boş ve donuk hale gelir. Güzellik hâlâ oradadır, ancak biz artık ona açık değilizdir ve bizim monoton günlük varoluşumuz tarafından yu- tulmuştur.