Zihin için zor olan durağanlıktır; çünkü zihin daima endişelidir, her zaman bir şeyin, almanın veya reddetmenin, aramanın ve bulmanın peşindedir. Zihin asla durağan değildir, sürekli ha reket halindedir. Geçmiş, bugünü gölgeleyerek, kendi geleceğini inşa eder. Bu zaman içinde bir harekettir ve düşünceler arasında neredeyse hiçbir zaman bir boşluk yoktur. Düşünceler hiç duraklamadan birbirini takip eder; zihin kendini daima uyanık tutmaya çalışır ve böylece kendini yıpratır. Bir kalemin ucu sürekli açılırsa, bir süre sonra ortada kalem kalmaz; aynı şekilde, zihin de sürekli kendini kullanır ve tükenir. Zihin daima bir sona gelmekten korkar. Fakat yaşamak günden güne bitmek, tüm edinimlere, anılara, deneyimlere ve geçmişe veda etmektir.