Daktilo başında kendi Zerdüşt'ümü yazacaktım. Kendimden ve yaşadıklarımdan katacaktım O'na. Nietzsche ile kavga edip, Platon'a akıl danışacaktım. Aristoteles haset edecekti bana. Diogenes ile şarap içip, Sartre, Camus ve Simone ile sancılar çekecektik. Wittgenstein bana mevzilerde kaleme aldığı el yazmalarını gösterecekti. Ben kadehimi kaldırıp masadakilere nutuk çekerken Seneca kolumu tutup Hatiplik öyle değil böyle olur diye sahneye fırlayacaktı. Diderot bize bıyık altından gülecekti. Sarton ve Popper ile bilimin geçmişi şimdisi ve geleceğini tartışacaktık yemek esnasında. Sonra oturup kahvemizi içerken Abelardus bize en güzel şiirlerini okuyacaktı Sophokles edasıyla. Sonra Nietzsche yine kızacak "Tanrı öldü" dağılın evinize diyecekti. Ev benim evim ulan sanane diyemeden bu hikaye burada bitecekti...
Bunları nereden mi biliyorum? Çünkü Laertios ev arkadaşım.