Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Sessizlik Dili
Sessizliği içime çekiyorum, nefes gibi. Onunla yaşamak güzel ama dilini bilmeden, konuştuğunu anlamadan bir insana saygı duymak gibiydi sessizliği sevmek. Sonra öğrenmeye başladım. Gözümde itibarı düşmedi, beklediğim gibi sıradan biri olmadı sessizlik. Gel gelelim diğer dilleri konuşmak zor gelir oldu; anadilimi bile sessizliğin garip aksanıyla konuşur oldum. Konuşuyordum, kelimeler çıkıyordu ağzımdan, anlamlara sahiptiler, buraya kadar tamam. Ama kelimeler, kendi başlarına var olup kendi kendilerine göndermeler yapmaya, benden ayrı yürümeye başladılar. Masal olmuşuz da, ayakucumdan sıyrılmış gölgelere dönüşmüş gibiydiler. Hem bizzat bendim varlıklarının sebebi, hem de ben oturmuşken onlar dans ediyor, ben kımıldamazken onlar koşuşturuyordu. Sessizlik garip bir dil. Bazen iki kişi arasında da konuşulmaya başlanır. Olmayacak şey değil, biri durup dururken "Neydi o?" der, diğeri "Beş sene önce yukarıdaki marketten almıştın, sonra üretmediler ondan," diye cevap verir. İki beyin arasında sessizlik konuşma halindedir. Akıl okuma değildir bu, birbirini tanıyıp da yeri geldiğinde hazırdaki bağlantılarla dürtüp şiişt' diyen nöronlar sanki hava boşluğunda da bağ bulmuşlardır birbirlerine.
Sayfa 17
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.