Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

392 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Bir Livaneli klasiği daha
Livaneli sevdiğim yazarlardan biridir. Hayata bakış açımız pek aynı olmasa da yazdıklarını okumayı seviyorum. Kendimi bulduğum, özümü hissettiğim hikayeleri kaleme alıyor. Meryem'in hikayesi de onlardan biri. Annesi kendisini dünyaya getirirken vefat eden, hayatı tek başına anlamaya çalışan, kendi kendini korumayı öğrenen güzel Meryem. İçime doğduğu toplumun bağnazlığından dolayı kendisinden, kadınlığından nefret eden saf Meryem. Okudukça ona sarılıp teselli etmek istedim. Kitabın sonlarına doğru nasıl güçlendiğini gördükçe onunla gurur duydum. Toplumumuz her ne kadar artık bu konularda daha da bilinçlenmiş olsa da hala Anadolu'nun bir yerlerinde kadın doğduğu için kendisinden nefret eden, lanetli olduğunu, kötü olduğunu düşünen buna inandırılmış kadınlarımız var. Kitabımızın ana karakteri Meryem de bu kadınlardan biri. Yaşadıkları için hep kendini suçlamasını, tüm olumsuzlukların Allah onu sevmediği için başına geldiğini düşünmesi (buna inandırılmış), yanlışı sürekli kendinde aramasını okudukça çok üzüldüm. Keşke acı çeken, üzülen her kadına elim yetişse, sarılsam, yardım etsem. Kitapta üç ana karakter var; Meryem, ailenin namusu temizlemek için Meryem'i öldürmekle görevlendirilmiş amcasının oğlu Cemal, yollarının beklenmedik şekilde kesiştiği Profesör İrfan. Üçünün de hayatlarını okumak çok zevkliydi. Yollarının bir an önce birleşmesini ve üçünü beraber okumayı hevesle bekledim. Yazarımız kitaptaki yan karakterleri de çok güzel bir şekilde, gereksiz uzatmadan ama yeteri kadar detay verecek düzeyde bize anlatıyor. Kitabın oldukça güçlü bir karakter ve olay örgüsü var. Küçük karakter için bile fazlaca düşünüldüğü anlaşılıyor. Livaneli'nin en sevdiğim yanı bu, bütün karakterler değerli, bütün karakterler kendine özel bir şekilde yazılıyor. Dolayısıyla bir kitabı okurken birçok hayata tanık oluyor birçok kişi ile tanışıyoruz. Ayrıca yazarımız toplumumuzun her kesimini çok güzel şekilde tahlil etmiş. Birbirine taban tabana zıt görüşlü insanları öyle güzel ve doğru bir şekilde yazmış ki okurken ' Böyle düşünen bir insan ile tanışmadan bu kadar gerçekçi yazamaz ama bu kadar farklı düşünen insanlar ile nasıl bir araya geldi, Livaneli hangi karakteri gibi düşünüyor?' diye sürekli sorguladım. Toplumun her kesiminden insanın hikayesini okuyoruz. Dağa çıkıp hakkını arayan Kürtler, beraber büyüdüğü arkadaşının tehdit mesajını her gece telsizden dinleyen Türk askeri, Alevi hakları için açlık grevi yapan öğrenciler, üniversitelerde tesettür özgürlüğü için direnen genç kız, köyünü şeyh olduğuna inandıran onların inançlarını sömüren sapık, ailesini arkasında bırakarak sahip olduğu lüksten bunalan Profesör İrfan ve acılı Meryem... Hepsini okumak ayrı ayrı zevkliydi. Bazı kısımlarda köylü kesimin fazla cahil gösterilmesi, sürekli içki içen Profesörün kitabın aydın sayılacak tek insanı olması (böyle bir mesaj verilmeye çalışılıyormuş gibi), sürekli dini sömüren insanların olması Livaneli'nin başka kitaplarında da sık sık karşılaştığım ve beni rahatsız eden bir durum. Yazarın kişisel görüşleride bu yönde mi yoksa hikâyeyi daha çok hissetirmek için tercih ettiği bir durum mu anlayabilmiş değilim. Buna rağmen Livaneli okumayı seviyorum ve tavsiye edeceğim bir yazar. Kitapla kalın
Mutluluk
MutlulukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202036,1bin okunma
·
621 görüntüleme
Göğe Vurgun okurunun profil resmi
Bu incelememi bir okurun beğenisi üzerine tekrar okuyunca fark ettim de ben inceleme yazmayı özlemişim bee🥺
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.