“Napoli Romanları” olarak bilinen seri, 1950’li yılların başında Napoli’nin fakir bir mahallesinde yaşayan altı yaşındaki Lina ve Lenu olarak bilinen iki küçük kızın günümüze uzanan arkadaşlığını anlatıyor. Birbirlerinden kopamayan, kimi zaman hayatları iç içe geçen ama kimi zaman da birbirlerinden nefret eden iki arkadaş… Okurken zaman zaman arkadaşlıklarından nefret ettim maalesef. Serinin ilk kitabı, Lila’nın ortadan kaybolması ve oğlunun bu haberi annesinin en eski ve yakın arkadaşı olan Lenu’ya vermesi ile başlıyor. Sonrasında ise Lenu anılarında geçmişe giderek Lila ile tanışmalarından başlayan hikâyelerini anlatıyor. Hikâyenin tamamını Lenu’nun ağzından okuyoruz. Okurken çoğu zaman acaba hikâyeyi bir de Lila’nın ağzından okusak nasıl olurdu diye düşündüm. Bir dört kitap da Lila’nın ağzından yazılsa okurdum kesinlikle. Seri dört kitaptan oluşuyor. Serinin ilk kitabında bu iki karakterin çocukluklarına, ikinci kitapta gençliklerine, üçüncü kitapta yetişkinliklerine, son kitapta ise orta yaş dönemlerine tanıklık ediyoruz. Bu hikayelere tanıklık ederken aynı zamanda o dönemki sınıfsal çatışmaları, kadınlara yönelik şiddetleri, siyasi olayları ve işçilere yapılan haksızlıkları da görüyoruz. Lila ve Lenu her ne kadar serinin ana karakterleri olsa da diğer karakterlerin hikayeleri de güzel bir şekilde kurgulanmış bana göre. İlişkiler, ihanetler, aşklar.. Ne söylesem bu seri hakkında eksik kalır gerçekten. Henüz okumadıysanız kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.

Kayıp Kızın HikayesiElena Ferrante · Everest Yayınları · 2016761 okunma

·

64 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Yaren Genç