Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

166 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Benim için yeri çok ayrı olan birkaç yazarımızından biri Orhan Kemal. Net, objektif, torpilsizdir. Kahramanlarını süsleyip çıkarmaz önümüze. İnsanımızı dışarıdan iyi gözlemekle kalmaz, sanki her birinin gerçekten içini de görür. O kısacık, sade cümleleri ile bizi de ansızın sokuverir o sıradan insanların hayatına. Kitapları Yeşilçam filmlerine uyarlandığı için mi, bilmiyorum. Ama her eserinde kendimi anlattığı o hayatların bir kenarında sanki ayakta durmuş, yaşananları sahne sahne izliyormuş gibi hissediyorum. Ekmek Kavgası yazarımızın ilk hikaye kitabı. 1949 yılında yayınlanmış. Zor koşullarda hayata tutunmaya çalışan insanların hikayeleri bunlar. Şehir varoşlarında, fabrika köşelerinde, mahpusta ömür tüketen insanlar. Çoğuna daha iyi bir hayatı hayal etmek bile lüks; bir lokma ekmek uğruna bir ömür boyu çalışacaklarının bilincinde; umut etmeden, ama yaşama arzularını tamamen de kaybetmeden oradan oraya sürüklenen insanlar. İşçiler, dilenciler, sokak satıcıları, sanayideki küçücük çıraklar, kir pas içinde çocuklar, gecekondu mahallelerinde kocası eve ekmek getirsin diye yolunu gözleyen kadınlar… Yazarımızın son hikayesi -tamamlayamamış olsa da- bir sürpriz barındırıyor; hapishanedeki Orhan Kemal’i Nazım Hikmet ile yan yana gösteriyor. Çocukluğuma gidiyorum hikayeleri okurken. Profilo Alışveriş Merkezi’nin Profilo fabrikası, Metrocity’nin Roche fabrikası, Kanyon’un Eczacıbaşı İlaç fabrikası olduğu yıllara. Mesai çıkışı dar sokaklardan Mecidiyeköy’ün aşağılarına, boşnak mahallesine, Kasımpaşa’ya, Kağıthane’ye yorgun adımlarla yürüyen işçileri hatırlıyorum. Kimi zaman onları fabrika önlerinde bekleyen, başlarında önden acele düğümlenmiş renkli bir eşarp, perçemleri özenle kıvrılmış, kalın örgüleri örtünün altından bellerine kadar sarkan, alacalı kıyafetli, biraz şaşkın genç kadınları. Beklerken beraber seksek oynadığımız çocuklarını. Bayramlarda ziyarete gelinip gidiliyor, ramazanda erzak, bayramda kurban eti, cenaze varsa helva, mevsiminde aşure götürülüyor. Okurken bu sefil hayatlara üzülecek -ve hatta usüldendir deyip İsmet Paşa’ya sövecek- olan dostlara şimdiden söylemem lazım ki, arada insanoğlu uzaya gitmiş, orada istasyon kurmuş, yörüngeyi uydularla donatmış, camdan baksanız uzaydan kimliğinizi tespit eder hale gelmiş olmasına rağmen muhtemelen şu anda da benzer hayatlar benzer sefillikte yaşanıyor. Ama o kadar gözlerden ırak ki artık o kondular… Görmüyoruz…
Ekmek Kavgası
Ekmek KavgasıOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20213,009 okunma
··
362 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.