Sular seller gibi akıyor. Ne ara bitirdiğinizin farkına varamıyorsunuz.
Kitapta üç cinayet bulunuyor. Hepsi de aşk için işlenen cinayetler. Benim ilk okuduğum Ahmet Ümit polisiyesi bu kitaptı. Yani yazarın katilleri neye göre seçtiğini bilmiyordum ancak ilk iki cinayette katili hemen buldum. Son cinayet ise bayağı zorladı ve fazla ters köşe oldum.
İlk cinayet bir adamı anlatıyor ama nirmal bir adamı değil. Adam küçük yaşta annesinin intiharını görmüş ve bu onda büyük bir travmaya neden olmuş. Kafayı roman karakterleriyle bozmuş ve bir gün Pera Palas'ta Agatha Christie tarafından öldürülüyor. Katili söyledin diyebilirsiniz ama aslında söylemedim.
İkinci cinayette overlokçu bir genç kız töre, namus vb. şeyler yüzünden öldürülüyor. İlk cinayetten sonra katili kolayca bulabildiğimiz bir öykü.
Son cinayetimizde ise Rus bir doktor kayboluyor. Ve bu Rus doktorun sevgilisi de tam o doktora kaçacağı sırada kocası tarafından fark edilip öldürülüyor. Cümleyi anlamak için kitabı okumanız gerekiyor :)
Keyifli okumalar