başladığınız gibi bitirdiğiniz akıcı, güzel ve kısa olmasına rağmen etkisinin büyük olduğu eserlerden. Anton Çehov, Altıncı Koğuş eseriyle tanıdığım bir yazar ve onu da çok sevmiştim. bu kitapta delilik ve dahilik arasındaki ince çizgiyi güzel bir şekilde satırlara döküyor yazar. gördüğü sanrılarla mutlu olduğunu ve iyileştiği takdirde de derin bir acıya düştüğünü gördüğümüz Kovrin'in hikâyesini okuyoruz. halüsinasyon görmeyi bıraktıkça değiştiğini, ilk sayfalardaki tanıdığımız kişiden uzaklaştığını fark ediyoruz ve bu küçük bir aile için geri dönülemez hatalara, derin acılara sebep oluyor. bazı şeyleri sorgulamanızı sağlayan ve birçok anlam çıkarabileceğiniz çok güzel bir kitap.