Richard Bach tarafından yazılan ve Russell Munson tarafından çizilen Martı Jonathan Livingston, yaşam ve uçmayı öğrenmeye çalışan bir martı ve kendini mükemmelleştirme hakkında bir vaaz hakkında kısa roman biçiminde bir fabl. Kitap, günlük yemek tartışmalarından sıkılan martı Jonathan Livingston Martı'nın hikayesini anlatıyor. Uçma tutkusuyla kendini zorlar, uçmakla ilgili öğrenebileceği her şeyi öğrenir, ta ki uyum sağlama konusundaki isteksizliği sonunda okuldan atılmasına neden olana kadar. Öğrenmeye devam ediyor, huzurlu ve mutlu bir hayat sürerken yeteneklerinden giderek daha fazla memnun oluyor. Bir gün Jonathan, onu "varoluşun daha yüksek bir düzeyine" götüren ve cennetin olmadığı, ancak bilginin mükemmelliği yoluyla bulunan daha iyi bir dünyanın bulunduğu iki martı ile karşılaştı. Orada uçmayı seven başka bir martı ile tanışır. Katıksız azminin ve öğrenme arzusunun onu "milyonda bir görülen bir kuş" yaptığını keşfeder. Jonathan, bu yeni yerde en bilge martı Chiang ile arkadaş olur ve onu daha önceki öğrendiklerinin ötesine götürerek Evren'de herhangi bir yere anında nasıl gideceğini öğretir. Chiang, işin sırrının "zaten geldiğinizi bilerek başlamak" olduğunu söylüyor. Yeni hayatından memnun olmayan Jonathan, kendisi gibi başkalarını bulmak, öğrendiklerini onlara ulaştırmak ve uçma sevgisini yaymak için Dünya'ya döner. Misyonu başarılı, uymadığı için yasadışı ilan edilen diğerlerini etrafında topluyor. Sonunda, öğrencilerinin ilki olan Martı Fletcher Lynd kendi başına bir öğretmen olur ve Jonathan diğer sürülere ders vermek için ayrılır. Kitabın Birinci Kısmı, genç Jonathan Livingston'ı martı yaşamının anlamsız materyalizmi, uygunluğu ve sınırlılığı karşısında hüsrana uğratıyor. Her türlü uçuş tutkusuna kapılmış durumda ve cesur hava becerilerinin heyecan verici zorluklarını denerken ruhu uçuyor. Sonunda, sınırlı martı yaşamına uyum sağlayamaması, onu sürüsüyle çatışmaya sokar ve sürüleri ona sırt çevirerek onu toplumlarının dışına atar ve sürgüne gönderir. Bundan yılmayan Jonathan, daha yüksek uçuş hedeflerine ulaşma çabalarına devam eder ve genellikle başarılı olduğunu ancak sonunda daha yükseğe uçamayacağını fark eder. Daha sonra, ona çok şey öğrendiğini ve şimdi ona daha fazlasını öğretmek için orada olduklarını açıklayan iki parlak, sevgi dolu martı tarafından karşılanır. Jonathan, tüm martıların uçmaktan zevk aldığı bir topluma dönüşür. Bunu ancak uzun süre tek başına sıkı çalıştıktan sonra yapabilir ve son derece deneyimli öğretmen ile çalışkan öğrenciyi birbirine bağlayan ilk öğrenme süreci neredeyse kutsal seviyelere yükseltilir. Aralarındaki büyük farktan bağımsız olarak, onları birbirine bağlayabilecek çok önemli bir şeyi paylaşıyorlar: "Bir martının sınırsız bir özgürlük fikri, Büyük Martı'nın bir görüntüsü olduğunu anlamalısın." Kendinize karşı dürüst olmanız gerektiğini anlıyor: "Kendiniz olma özgürlüğüne sahipsiniz, gerçek benliğiniz, burada ve şimdi ve hiçbir şey önünüzde duramaz." Kitabın üçüncü bölümünde Jonathan'ın öğretmeninin son sözleri yer alıyor: "Aşk üzerinde çalışmaya devam edin." Jonathan, öğretileri aracılığıyla, affetme yeteneği olmadan ruhun gerçekten özgür olamayacağını ve ilerlemenin -en azından onun için- yalnızca bir öğrenci olarak çok çalışmaktan değil, bir öğretmen olmaktan geçtiğini anlıyor. Jonathan, yeni keşfettiği ideallerini ve son muazzam deneyimini paylaşmak için, o toplumun mevcut kurallarına karşı zorlu mücadeleye hazır olarak Kahvaltı Sürüsü'ne geri döner. Affetme yeteneği, zorunlu bir "geçme koşulu" gibi görünüyor. "Sürünü affedecek, öğrenecek ve bir gün onlara geri dönüp bilmelerine yardımcı olacak kadar uçmayı çok mu istiyorsun?" Jonathan, daha fazla konuşmaya başlamadan önce ilk öğrencisi Fletcher Lynd Martı'ya sorar. Daha güçlü olanın daha zayıf olan arkadaşları geride bırakarak daha fazlasına ulaşabileceği fikri tamamen reddedilmiş görünüyor. Bu nedenle, sevgi, hak edilmiş saygı ve affetme, yalnızca genel olarak kabul edildikleri için kurallara uyma baskısından kurtulmak için eşit derecede önemli görünmektedir. Hikaye, insanları sevdikleri şeyi bulmaya, yeteneklerini takip etmeye ve geliştirmeye ve yaşamda kendileri için karar vermeye teşvik ediyor. Kitap ayrıca bize hoşgörülü olmayı, diğer insanlarda iyiyi aramayı ve bu nitelikleri için onları sevmeyi öğretiyor. Yazar belli ki uçmayı seviyor (o bir pilottu) ve bunu her sayfada görebilirsiniz. Uçmayı betimlemesi benim için hikayenin en iyi kısmıydı. Tavsiye ederim.

Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201167,4bin okunma

··

142 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hilal