Gönderi

“Ölümsüzlüğe inananların; işlerini de bu inanç üzerine inşa etmeleri gerekir…Kur’ân’dan hareketle; ebediyet fikri, ahiret inancı, insanın ölümsüzlüğü; dünya işlerimizi de bu düşünce ve inançla yapmayı gerektirir…. Ba’sü ba’de’l-mevt yani ahiret inancı da aslında hayatın devamlılığını gösterir….Kur’ân-Kerim’e bakarsanız, müşrikler: “Hayat, şu yaşadığımızdan ibarettir; yaşarız, ölürüz... Bizi yok eden de akıp giden bu zamandır!” derler1. Oysa Kur’ân’ın meselesi hayatın ebedîliği; bitmezliği, tükenmezliğidir. Mümini, diğerlerinden ayıran en temel fark ahiret inancıdır. Mümin; ebediyet şuuruna, sonsuzluk şuuruna erişmiş insan demektir. Onun işleri de inancına uygun olarak sürekliliğe talip olmalıdır. Nihaî gelecek fikri, ahiret fikridir. Gelecek fikri olan bir insanın hayatı da ona göre tanzim edilmelidir. Kanaatimce Müslümanların sıkıntılarından biri, hayata kısa vadeli bakıştır. O halde, inananların, şuurlu insanların işlerini ölümsüzlük üzerine inşa etmeleri gerekir. Hayat bir bütündür, din de, hayatı bu bütünlük içinde kavramaktır. Değerleri; dünya-ahiret, din-bilim, madde-mana diye ayırarak hayatın bütünlüğünü parçalayanlarla Kur’ân’ın problemi vardır. Kanaatimce insanların önemli problemlerinden birisi hayatın bütünlüğünü, değerlerin bütünlüğünü kavrayamamaktır.”s.143-144
Sayfa 143 - Marmara Akademi Yayınları
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.