Elimdeki bardağı suratına fırlatıp, kırıkların yere saçılmasını ve dudağından yere damlayan kanın Diana’nın kefareti olmasını diliyorum. “Lanet olsun sana Fuentes, onu kurtarabilirdin.” Evet yapabilirdin, ya da yapabilmeni dilerdim. Eğer şu hayatta edebiyattan daha sadık olduğun bir şey olsaydı, ya da ne bileyim daha cesur olsaydın… Ah ne söylüyorum ki ben, Diana gibi bir kadını kim yolundan caydırabilir; o özgür ruhlu, masum yüzlü, yılmaz bir aktivist… Tabii burada Diana derken 41 yaşında intihar eden ünlü oyuncu Jean Seberg’den bahsediyorum. Peki aradan 26 yıl geçtikten sonra “Diana’nın öyküsü bir hayaldir, çünkü tüm aşklar gibi yaşamın kendisi de bir hayaldir.” deyip yaşanan bir aşk öyküsünü kurmacaya dönüştürdüğünü söylemene mi inanmalıyım? Carlos Fuentes’e sitemlerimi sıraladıktan sonra kendisinin muhteşem bir yazar olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Pınar Kür çevirisi ile şahane bir kitap okudum. ”Bir yaradır edebiyat ve bu yaradan sözcüklerle şeyler arasındaki gerekli farklılık akar. Bütün kanımı o delikten akıp gidebilir.” ”Gençken asi olmayan yaşlanınca isyan eder. İhtiyar bir asi ise gülünç olur.” ”Ah, sevgilim, beni korkutan tek şey, birbirimizden birimizin, senin ya da benim, ötekinden önce ölebileceği düşüncesi… O zaman birimiz yapayalnız kalırdık, çok hüzünlendiriyor bu beni…”

DianaCarlos Fuentes · Can Yayınları · 201496 okunma

·

114 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.