Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bazı kayıtlarda ‘Göçebe’ adı altında incelediler Türkleri… Bir anlamda hiçbir şeyden anlamayan, hayvanlarıyla oradan oraya göç eden, sadece hayatta kalmaya çalışan bir halk olarak anlattılar Türkleri… Bir aşağılama, hakir görme, medeniyetten uzak ve cehaletin pençesinde kıvranan bir halk olarak tanınmamızı istediler… Yer yer başarılı da oldular… Oysa anlatılması gereken özelliklerimiz vardı, görmezden geldiler. Okumalarımdan aklımda kalan bazı ayrıntıları paylaşmak istiyorum sizlerle… Günümüzden 2 bin 500 yıl kadar önce Uygur Türkleri, Doğu Türkistan’ın Turfan bölgesinde ‘kariz’ denen yer altı su kanalları inşa ederek kurak geçen yıllara meydan okudular… Bu yer altı su kanallarının toplam uzunluğu 5 bin kilometreyi bulur… Bu karizlerin bir kısmı günümüzde de kullanılmaktadır. Karız su kanallarını yapabilmiş, altın heykellerine dünyanın hayran kaldığı, doğada vahşi olarak yaşayan atları eğiterek insanlığın hizmetine sunmuş, tarihte onlarca medeniyet kurmuş Türkleri yakından tanımak ve anlatmak gerek… Şinasi Kara arkadaşımızın bir paylaşımında dile getirdiği gerçeklere da yer vermek istiyorum… Bir millet düşünün ki; Lisanı 300 yıl boyunca Çin’de devlet lisanı olsun, 1000 yıl Hindistan’ı idare etsin, 1000 yıl İran’ı idare etsin, 700 yıl Rusya’yı idare etsin, 600 yıl, Balkanlar’ı ve Kafkasları idare etsin, 800 yıl Mısır’ı ve Orta Doğuyu idare etsin; Ve fakat çağdaş dünyadan geri kalsın. Olacak iş değil. Tarihimize baktıkça üzülüyorum. Geri kalmışlığımızın nedenlerini bulmayı ve gelecek kuşaklara aktarmayı bir görev saydım. Böyle bir ulus neden geri kaldı. 1. Lidere Koşulsuz İnanma Kültürü Lidere tapan bir toplum yapımız var. Lideri eleştirmez, yanlışını görmez, liderin emirlerini harfiyen yerine getirmeyi görev sayar. Lidere karşı geleni hain olarak değerlendirir. 2. NEPOTİZM (akraba kayırmacılığı). Soydan gelenlere meşruiyet tanınması, iç savaşlara neden olmuş ve kurulan devletler, içeriden yıkılmıştır. Nepotizm, günümüzde de devam ediyor. Kadrolar akrabalara veriliyor. Akraba kayırmacılığı yüzünden, üniversiteler bilim adamı yetiştiremedi. Dünya genelinde ilk 500 sıralamasına giren üniversitemiz yok. Damat ile başlayan ekonomi yönetimindeki çöküntü önlenemiyor. 3. Devşirme Düzeni, Türkleri geri bırakmıştır. Devşirmeler atalarını biliyor. Devlet idaresinde önemli makamlara geldikleri zaman, Türklerden intikamını alıyor. Yeni Delhi Türk Devleti yaşanmış tipik örneğidir. Devşirmeler, dini kullanarak öne geçiyorlar. İktidarı ele geçirdikleri zaman, ilk işleri Türk kelimesini her yerden yok etmek oluyor. Devlet görevlerinden Türkler dışlanıyor. Türk gelenekleri yerine dine dayalı gelenekler yerleştiriliyor. 4. Türk Devletlerinin yıkılmasında din önemli bir etken Türkler, dindar bir millet. Dindar oldukları için, seçtikleri dinin etkisinde kalarak kimliklerini kaybediyor. Nitekim, Peçenekler Hristiyan oldular ve Hristiyan dünyasında yok olup gittiler. Hazar Türkleri Yahudiliği din olarak seçtiler, Türklüklerini unuttular. ‘Aşkenazi Yahudiler onlar… Macarlar, Hristiyan dininin etkisini yeni yeni üzerlerinden attılar. Türk Kurultayı düzenliyorlar. Bulgar Bilim insanları ‘Bizim soyumuz Türk’ diyebiliyorlar artık… Yavuz Sultan Selim Han’ın halifeliği, ‘kılıç hakkı’ olarak Osmanlı’ya mal etmesi ile zirveden dönüş başladı. Devşirmelerin ‘Araplaştırma’ siyaseti Osmanlı’yı yıkmakla kalmadı, son 50 yıl içinde Cumhuriyetin temellerini de sarsıyor artık. Din üzerinden yapılan konuşmalar, Türk gelenek ve göreneklerine ters düştüğü için içeride kıyasıya bir çekişme yaşanıyor, partiler saflarıni belirliyor.
·
53 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.