Gönderi

288 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın girişinde beni Meliha karşıladı. Bir yerden tanıyordum. Hatta hikâyesinin bir kısmını da hatırlıyordum. Nereden hatırladığımı düşünürken aklıma "Kırmızı Oda" dizisi geldi. Sadece ilk üç bölümü izlemiştim. Çok fazla televizyon izleyen biri değilimdir. İzlediğim bölümlerde de Meliha'nın hikâyesi beni çok etkilemişti. Devamını merak ediyordum. O kadar etkilenmişim ki zaman geçmesine rağmen unutmamışım. Hafızam hikâyeyi canlı tutmuş. Kitabın sayfalarını çevirirken devamını da öğrenmiş oldum. Boğazım düğüm düğüm okudum. Ah Meliha... İçindeki alev seni cayır cayır yakarken yaşamak senin için kim bilir ne zordu... Dilin lâl iken ilahilerle yakarışların unutulmazdı. Yaşadığın dramı ve daha birçok duygunu derinden hissettim. Okuduğum her kelimede resmen seninle bütünleştim. Olduğun gibi kabullendim. Hatırlıyorum da dizi yayınlandığı zaman seni ne çok yargılayan vardı. Gelen tepkileri o zamanda anlamamıştım. Oysa ki bir karakterden çok daha fazlasıydın. Kitabı okurken de bunlar sürekli aklıma geldi. O yüzden sormak istiyorum. Sevdiğiniz birinin hatasını görünce direkt uzaklaşıyor musunuz? Yoksa onu anlamaya mı çalışıyorsunuz? Sizce neden insanları olduğu gibi kabul etmiyoruz? Meliha ve diğer karakterlerle tanışıp hayat hikâyelerini dinlemenizi tavsiye ederim.
Günahın Üç Rengi
Günahın Üç RengiGülseren Budayıcıoğlu · Doğan Kitap Yayınlar · 202314,1bin okunma
·
73 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.