Kitap bir gezginin ağzından başlıyor. Devamında bir adamla karşılaşıyor gezginimiz. O da ana karakter Peçorin'in eski dostu(?) Maksimiç. Önce Maksimiç' in ağzından dinliyoruz Peçorin'i. Sonra da kendi ağzından. Peçorin insanları isteyerek ve yahut istemeyerek mutsuz ediyor. Bunu da şöyle açıklıyor:
'Bana bakın, Maksim Maksimiç,' diye cevap verdi,
kötü bir huyum var benim. Artık böyle mi yetiştirildim yoksa Tanrı mı beni böyle yarattı, orasını bilmiyorum. Bildiğim tek şey şu: Başkalarının mutsuz olmasına sebep oluyorsam, bilin ki ben onlardan daha az mutsuz değilim.
Rus edebiyatının ilk psikolojik roman olma özelliğini taşıyan kitap hayatın anlamsızlığı, kadınlar, kader gibi konularda hem onla hem kendinizle konuşmanızı sağlıyor. Bu nedenle okuyunuz, okutunuz.