Karanlık Oda ile başlamıştı Balcıgil serüvenim. Umarım yazarın yayımlanmış diğer kitaplarını da yakın zamanda okuma fırsatı bulurum.
Eser
Nazım Hikmet Ran'ın yirmili yaşlarının sonundan başlayarak sol hareket içinde verdiği mücadelesini konu alıyor. Tarihi bir arka plan üzerine oturtulan hikâye, birbirinden güzel iki gencin (Leyla ve Ömer) yolları o dönem Resimli Ay dergisinde "putları yıkmanın" peşinde olan Nazım Hikmet'le kesişmesiyle şekilleniyor. Birçok katmandan oluşan
Putlar Yıkılırken, 1929-1945 arasında ve 1961 yılının bir gününde bu yıllarda yaşananların izdüşümünü bünyesinde topluyor. Bezdiren polis takipleri, tabut gibi hücreler, işkence odaları, falakalar ve insanlık onurunu yok etmek üzere uygulanan sistematik tecavüzler... Hem Nâzım hem de peşi sıra savrulan iki güzel çocuğun acıdan paylarına düşen oldukça ağır. Bilhassa Leyla'nın yaşamak zorunda kaldıkları beni derinden etkiledi. Yarım kalan bir hikâyeyi gözlerim yaşlı, içim sızlayarak okudum. Kitaptan geriye kalan ve uzun süre etkisinde kalacağım Leyla ve içten içe avaz avaz bağırdığı canhıraş çığlıklar... Âh Leyla!
Bazı kısımlarda biraz fazla bilgi ve detay verilmiş gibi hissettirmiş olsa da, okuru yormayan günlük yazı diliyle, ayrıntılarıyla, hikâyenin geçtiği mekanlara sadık kalarak, bütün duyguların harmanlaması ve kurgusuyla nefes kesen bir dönem romanı olmuş. Bolca kitapla kalın..
Putlar YıkılırkenOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20201,096 okunma