Otuz beş tane deneme ve her denemenin yan sayfalarına özlü sözler ekleyerek bizleri hayal alemine davet eden, okudukça da içine çeken bir yazım olmuş.
Kitapta aşkın bazen eşkiya, bazen masraflı bir film sahnesi, bazen milattan öncesine uzanan bir serüven, bazen beklemesini öğreten bir öğretmen, bazen de sizi kötülüklerden koruyup ağaç kovuğunuza çeken bir el olduğunu görüyoruz. Bazı aşklarda sizi kötülüklere sevk eder. O aşklardan kaçınmanız dileğiyle...
"Abi sen çok mu aşık oldun? Veya bir kere oldun da çok mu aşk acısı çektin?" Demeden edemiyorum. Ancak aşk acısı çeken bir insan böyle yazar! Ayrıca kitapta aşkın yaşandığı şehirlerinde çok önemli olduğunu hissettim. Çünkü aşık olduğunuz insanın bulunduğu şehirde, sizin gözünüzde kutsallaşır. Mesela İstanbul'da aşk...
Hep yazarların kitabı yazarken ne hislerle yazdıklarını merak etmisimdir. İlk defa bu merağımı gidermek için bir yazara soracağım! Abi... Sen neler çektin öyle?
Aşıksanız kesinlikle okuyun, aşık değilseniz de okuyun, muhakkak bir dönem aşktan yana canınız yanmıştır. O günleri anımsamanıza yardımcı olur. :))
Oğuz Yılmaz emeğinize sağlık hocam..
Keyifli okumalar dilerim.
Unutmadım da okumak için doğru anı bekleyenlerdenim ben. O dönem okumuş olsaydım yazara haksızlık eder, kitaptan faydanamazdim. Şuan ise yazılanları idrak ederek okudum, diyebilirim.:))