İhsan Oktay Anar, kendisine has dili ve anlatımı olan, tarihi arka planlar içeren kurgu dünyaları yaratabilen, kitaplarını okurken nasıl akıp gittiğini anlamadığım, çoğu zaman da doğaüstü detaylar kullandığı halde bunu eserlerinde ayrıkotu gibi kalmayıp daha da zenginleştiren yazarlardan biridir benim gözümde ve ne yazık ki çok da değeri bilinmiyor gibi… “Yedinci Gün” de yine okurken ilk sayfalardan itibaren size fantastik ve tarihi yolculuğa çıkarıyor. 240 sayfalık bu yolculuk boyunca da hem Türkiye hem de Dünya tarihi eleştirisi, mitoloji, felsefe, dini referanslar ve bilgilerle çeşitli onlarca karakterle okuyanı enfes bir şölene davet ediyor. Kitabın adı Tanrı’nın evreni yarattığı altı günün sonunda dinlendiği yedinci günden geliyor çünkü arka planında asıl anlatılmak istenen, evrenin ve insanın yaratılış hikayesidir. Roman; Baba, Oğul ve Hayalet adlı üç bölümden oluşuyor. “Baba” bölümü II. Abdülhamit son dönemlerinden başlayıp, 1908 II. Meşrutiyet ve sonrasını kapsıyor, “Oğul” ise 1. Dünya Savaşı döneminde ve son olarak da “Hayalet” Bölümünün geçtiği sene 1934 Yılı. Dedesi sultanın süt kardeşi olan Paşaoğlu, müsrif bir evlattır. Bir gün, İslam'ı kabul etmiş eski bir kumarbaz olan Aman Baba ile tanışır. Aman Baba, Paşaoğlu'nu bir poker oyununa davet eder; bahse göre Paşaoğlu kazanırsa Aman Baba eski alışkanlıklarına dönecek, Paşaoğlu kaybederse hayatının geri kalanını dindar bir Müslüman olarak yaşayacaktır. Paşaoğlu oyunu kaybeder ve Aman Baba ona eski bir Kuran hediye eder. Daha sonra Paşaoğlu bir soyguncunun saldırısına uğrar, ancak taşıdığı Kuran soyguncunun kurşunlarının ona Zarar vermesini önleyince hem Paşaoğlu'nun hem de soyguncu Abdülnezakettin'in İslam'da hidayet bulmasına yol açar. Paşaoğlu bir cami yaptırmaya karar verir ve demir minareler yaptırır ve ezanın radyo dalgaları aracılığıyla dünyanın her yerinden duyulabilmesi için özel bir sandalye yaptırır. Ancak namaz kıldıracak bir şeyh bulmaya çalıştığında, kaçırdığı ilk iki kişi de esrarengiz bir şekilde ölür. Bu noktada İhsan Sait kurguya dahil olup Paşoğlu’nun yerini almaya çalışarak kendi emellerini gerçekleştirmeye çalışır. Kitap boyunca size enfes betimlemeler, döneme ait kelimeler, kahkaha ve bolca şaşkınlık bekliyor. Yazarın diline alışık değilseniz ilk olarak bu kitaptan başlamayın derim çünkü bi anda ağır gelebilir bunca detay içeren kitap. Onun yerine “Puslu Kıtalar Atlası” ile başlayabilirsiniz. Alışıksanız da bu kitaba mutlaka göz atın ve sonrasında “Galiz Kahraman” kitabını okumayı unutmayın çünkü bu kitaptaki İhsan Efendi’yi orda detaylı tanıyabilirsiniz.

Yedinci Günİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 20163,749 okunma

·

352 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Birmimarinobjektifinden