Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İtaatkar neden boyun eğer? Çünkü başka türlü yapamaz, çünkü itaat etmemek onun için imkânsızdır. Çünkü en kısa zamanda en ağır yaptırım gelecektir. Aşağılanır, kovulur, yenilir, dışlanır, pozisyonunu kaybeder... Bedeli ağır olur. Çok risklidir. Boyun eğeriz çünkü itaatsizliğin bedeli katlanılır cinsten değildir. Derinlerde, boyun eğmenin tek sebebi itaat etmemenin imkansızlığıdır. Boyun eğiş dengesiz bir güç ilişkisinin keyfiliği ve hiyerarşik bir ilişkinin hakkaniyetsizliği üzerinde durur. Köle efendisinin buyruklarını sessizce yerine getirir, serfler toprak sahibinin tarlalarında canı çıkana dek çalışır, işçi çılgın bir düzenin kendisine zorla kabul ettirilmesine müsaade eder, memursa dişini sıkarak üstünün onu aşağılayan eleştirilerini dinler. Başka türlüsü nasıl yapılır ki? İtaatkarlık aynı zamanda, gelecekte bir başkaldırı, bir isyan vaat eder. İtaatkar vaktinin gelmesini bekler. Efendisinin zayıflıklarını gözler, hassasiyet ve kırılma noktalarına karşı dikkatlidir ve oyunu dağıtacak hamleye her an hazırdır. Burada "itaatkarlık" kavramının sınırlarını daraltıyorum. Bu güçler dengesinin tarihsel, olağan, geçici ve geri döndürülebilir bir şey olduğundan bahsetsem -saf bir olgu- o vakit itaatkarlık ve o inatçı boyun eğiş, tam tersine o boyun eğmezliği kendinde bulundurur. İtaatkarlar efendilerine karşı bir komplo için bir araya geldikleri anda, ortak güçlerini hissedip birleştirdikleri anda, işte o zaman savaş yeniden başlayabilir. Başkaldırı, Latince "re-bellum": Yeniden başlayan savaş, yenilip düşenin doğrulması, başını kaldırması.
·
66 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.