Haruki Murakami / 1Q84
Dinin, politikanın ve üniversitelerdeki siyasi hareketlerin hayal gücü ve cinsellikle harmanlanarak bazı konulara farkındalık yaratacak şekilde yazılmış bir eser #1Q84. Farklı gibi gözüken iki konunun ilerledikçe birbirleriyle iç içe geçmesi, bu kitaptaki akışı güzelleştiren bir unsur olmuş bence. Çok fazla karakter olmasına ve hepsini anlatmasına rağmen karışıklık yaşamıyorsunuz. Çünkü gözünüzde canlandırabileceğiniz kadar detaylı anlatımlar yapılmış. Bu kısımlar biraz fazla gelebiliyor okurken. En azından bana öyle geldi. Sağlıksız ilişkiler yaşayan, çocukluklarından gelen travmaları olan ve yalnız yaşayan iki ayrı kişi Tengo ve Aomame. Kitap onların penceresinden anlatılıyor.
Tengo, matematik öğretmenliği yapan ve bir yandan da roman yazan bir adam. Yalnızlığından memnun olan ve kendinden on yaş büyük evli bir kadınla düzenli yaşadığı bir ilişkisi dışında hayatını tek düze devam ettiren biri. Ta ki bir gün okuduğu bir hikayeden etkilenene kadar. İşin ehli olan editör Komatsu, bu hikayeyi on yedi yaşında Fukaeri adında bir kızın yazdığını ve kızın hayal gücü harika olsa da yazım şeklinin kötü olmasından dolayı bu hikayeyi Tengo’dan düzeltmesini ister. Tengo'nun da yazım kabiliyeti iyi olsa da, hayal gücünün olmaması bu ikiliyi birleştirip ideal bir kitap olmasını sağlayacaktır. Tengo'nun bunu kabul etmesiyle hayatı değişmeye başlar.
Aomame, spor kulubünde kadınlara savunma dersi veren bir kadın. En yakın arkadaşının, kocası tarafından gördüğü şiddete dayanamayıp intihar etmesi hayatının gidişatını değiştirmiş. Dışarıya karşı iyi bir koca olarak görülen ama evde eşlerini değişik şekillerde işkencelere tabi tutan adamları, kendi geliştirdiği bir teknikle sessizce öldürmeye adamış kendini. Bunu tek başına yapsa da, kimleri öldürmesi gerektiğini öğrendiği Madam adında biri de var perde arkasında.
Bir tarafta da kendilerine “Öncüler” diyen bir cemaat ile karşılaşıyoruz. Liderlerinin kim olduğu cemaat dışında bilinmeyen ve yaptıklarına müdahale edilemeyen bir grup. İçlerine girmesi zor olduğu gibi çıkması da imkansız olan bir topluluk.
George Orwell'ın 1984 eserindeki görülmeyen güç olan “Big Brother” olgusuna karşılık, burada da tam olarak ne olduğunu tanımlayamadığımız bir “Little People” ismi karşımıza çıkıyor. İlginç bir tezat oluşturmuş isimleri.
Keyifli okumalar…