Mahkumiyetinin on birinci senesinde Bursa Hapishanesi'nden şunları yazıyor:
"Üç türlü yaşamak var: Birincisi, yaşadığının farkında olmaksızın.
Yani, yaşadığını, yaşamak denen hadiseyi bütün azametiyle idrak etmeden yaşarsın. Yani insanların büyük bir çoğunluğu gibi. İkincisi, nerede olursan ol, hangi şartlar içinde bulunursan bulun, yaşamak bir saadettir senin için. Düşünmek, okumak, sevmek, dövüşmek, görmek, işitmek, çalışmak, işkence etmek, nefret etmek, hasılı, bütün bu maddi ve manevi şeyler bir saadettir senin için. Yani bizatihi yaşamak denen şey ne güzeldir . Bunu her an ve her şart içinde idrak edersin. Üçüncüsü, yaşamak sadece bir vazifedir senin için. Bazen ölmek nasıl bir vazife olursa, yaşamak öyle bir vazifedir . Verilmiş bir sözü yerine getirmektir.