Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

192 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Herkese merhaba! Bu kitap, yazarın ikinci öykü derlemesi. Toplamda on bir öyküden oluşuyor. "Limon, Çinlilere göre ölümün simgesi. Limon masası bir restoranda oturulduğunda ölümden konuşmanın zorunlu hale geldiği bir masa." (Arka kapak yazısından alıntı) Barnes hepimizi bu masanın başına davet ediyor. Yaşlanmayla birlikte kaçınılmaz olarak hayatının sonuna doğru adım adım yaklaşan bireyler birer birer bu masanın etrafında yerlerini alıyorlar. Limon mu bu zamanla çürüyüp küf kokan? Hafiften bir esintiyle buruk bir tat bırakan? Topraksı kesif bir koku sanki? Ölümün kokusu. Ve bu kokuyu alanlar için artık çok geç. Hayatınız boyunca yaptıklarınız mı yapamadıklarınız mı asıl pişmanlıklarınızı oluşturan? Peki ya hafıza kaybına uğrasanız, bunasanız veya Alzheimer'a yakalansanız bunların bir önemi kalır mı sahiden? Artık farkında olmadığınız bir şey nasıl yük olabilir? Ya da hayatın onca yıl boyunca vermiş olduğu yük bir yerlerde hep kalır da o ne olursa olsun hep hissedilir mi? Şöyle içine oturup bir güzel kalır mı anlamsız? Barnes ve hayatı sorgulamak, insanı ve doğasını sorgulamak, insan ilişkilerini özellikle de kadın erkek ilişkilerini sorgulamak sanırım yan yana gelmesi kaçınılmaz olan konular. Ve bu kitap da yine bunlar üzerine. Ama bu defa ufak bir fark var. Kokuyu siz de aldınız mı? Barnes ile tanışma kitabı olarak önerebileceğim bir diğer kitap. Serdar Rifat Kırkoğlu'nun akıcı çevirisiyle. Keyifli okumalar! Kitaplarla kalın!
Limon Masası
Limon MasasıJulian Barnes · Ayrıntı Yayınları · 200664 okunma
·
91 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.