Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

400 syf.
10/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Uzun zaman sonra çok beğenerek okuduğum bir kitaptan bahsedeceğim. Peyami Safa’nın Cumhuriyet’in ilk döneminde yazı 1959’da basımı gerçekleşen “Biz İnsanlar” kitabı. Kitap, Türk toplumunda Doğu-Batı çatışmalarının en yoğun bir şekilde gerçekleştiği Cumhuriyet İstanbul’unda materyalist bir öğretmen olan Orhan’ın hastanede doktorla konuşmasıyla başlar. (Sonradan araştırdığımda bu hastane doktor temasının yazarın özel hayatıyla bağlantılı olduğundan eserlerine de yansıdığını öğrendim.) Bu hastane bölümünde Orhan’ın sevgilisiyle ve babasıyla olan bağına ilişkin ipuçları ediniriz. Bölüm sonunda zamanı geriye sarıp, kendimizi bir okulda buluruz. Okulda bir çocuğun diğer bir çocuğa attığı taşla birlikte iki ayrı tarafla tanışır, biz de Orhanla birlikte bir safta yer alırız. Batılı bir ailenin çocuğunun söylediği bir tek cümleyle, ilk Tahsin ve ailesinin, sonrasında ise Orhan’ın kaderi değişir. Milliyetçi duygularla hareket eden Orhan, Tahsin’e destek olmaya ve olayı aydınlatmaya çalışırken, devletin yozlaşmış yapılarıyla tanışır, işinden olur, fiziksel ve ruhsal açıdan dibe vurur. Aklı temsilen görebileceğimiz sadık arkadaşı Necati’den destek alan Orhan, burada tanıştığı Süleyman ile düşünsel tartışmalara girer. Bu tartışma masalarında, Doğu-Batı çatışmaları, savaş sonrası türk toplumunun durumu konuşulur. Buralarda, kendini materyalist olarak tanımlayan Orhan’ın yavaş yavaş değiştiğini, daha objektif gözlemler yapmaya başladığını farkedebiliriz. Orhan maddi açıdan zor bir dönemdeyken bir el uzatılır. Batı yanlısı olduğu düşünülen aile tarafından. Orhan içine sinmese de bu işi kabul eder ve işte o evde Vedia ile tanışır. Vedia, romanın belki de en belirsiz, en duygusal karakteri, en yoğun psikolojik tahlillerle bize sunulan güzel karakteri. Kırılgan bir çocuk edasıyla anlatılan Vedia, aslında diğer kadın karakterlerle karşılaştırıldığında dönemine göre en güçlü ve asi fikirlere sahip olan karakterdir. Geceleri paltosunu alıp gezmeye çıkan, denizdeki vapurlara göre günlük falına bakan Vedia. Kaderinin getirdiği yokluğu, yalnızlığıyla soluk bir efektte yaşadığını hissettiren, hem çok canlı hem çok silik bir ruh barındıran, sizi de bu ruha sürükleyen bir karakter. Vedia’nın etrafındaki erkekler ona ulaşmaya çalıştıkça Vedia Orhan’a yaklaşır, Orhan ise sorgulaya sorgulaya romantizme yavaş yavaş kendini teslim eder. Bu kimsesiz iki karakterin birbirini buluşu da, kaybedişi de tam bir belirsizlik içinde olur. Hikayenin tamamlanması için, birinin hastaneye düşerek diğerinin ona ait günlüğü bulup okuması gerekmektedir. Peyami Safa’nın gözlem yeteneğiyle, insanın manevi bir varlık olduğunu ispat eden, Cumhuriyet’in ilk dönemi İstanbul’unda geçen bu romanı bir Türk klasiği olarak herkese tavsiye ederim. (Sonuyla, romantizmiyle bu eserden tam bir dönem dizisi/filmi olur. :) ) En beğendiğim alıntıları yazımın sonuna ekliyorum. Okuduğunuz için teşekkürler. "- Senin ruhun kanatsız bir kuşa benziyor. Bütün he­ vesi uçmak. Çırpınıyor, çırpınıyor, vücudunun parmak­ lıklarına kendini vura vura yorgun düşüyor. Uçmak, hiç­ bir yere bağlı olmamak. Fakat vücuduna bağlı evvela. Nafile, nafile çırpınış” “"- Senin ruhun kanatsız bir kuşa benziyor. Bütün he­ vesi uçmak. Çırpınıyor, çırpınıyor, vücudunun parmak­ lıklarına kendini vura vura yorgun düşüyor. Uçmak, hiç­ bir yere bağlı olmamak. Fakat vücuduna bağlı evvela. Nafile, nafile çırpınış”
Biz İnsanlar
Biz İnsanlarPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20212,919 okunma
·
55 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.