Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

1910
Şu benim bindokuzyüzon gözlerim görmedi ölülerin gömülüşünü, ne şafaktan önce ağlayan adamın külden panayırını ne de bir denizatı gibi bir kenarda titreyen yüreği. Şu benim bindokuzyüzon gözlerim küçük kızların işediği beyaz duvarı gördü boğanın burnunu, zehirli mantarı ve köşe başlarında aydınlatan anlaşılmaz ayı şişelerin katı siyahı altındaki kuru limon parçalarını. Şu gözlerim benim midillinin boynunda, uykudaki Ermiş Rosa’nın delik deşik göğsünde aşkın çatılarında, iniltiler, soğuk ellerle kedilerin kurbağaları yediği bahçede. Eski tozun heykellerle yosunları topladığı tavanarası, yenmiş yengeçlerin sessizliğini saklayan kutular düşün gerçekliğinin üstünde tökezlediği yerde. Orada benim çocuk gözlerim. Bir şey sormayın bana. Gördüm onları yollarını ararken yalnızca boşluklar bulan. İnsansız havada bir oyuklar acısı var ve gözlerimde gövdesi olmayan giyinik yaratıklar!
·
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.