aşıkken diyeceksin ki
usulca aşkla sorana sana,
ayrı mıyım ben bedeninden gülüşünden zihninden ellerinden yalnız
sıçrayan kuklaları olayım diye bir düşün? ah diyorum ki:
büsbütün dikkatli bir biçimde ama
nasıl dikkatli kollarımda yaratmışken
bu affedilemez,bu açıklanamaz zevki-gidiyorsun başka
kimselere:inan bana geliyor yabancılar
bir hatıraya öptüğüm zaman seni
yavaşça,ah ciddiyetle
-gittiğinden ve yalnız gittiğinden beri
ciddiyetle
benliklerim
soruyor “yaşam,soru bu nasıl içip düşleyip gülümseyeceğim
ve nasıl tercih edeceğim bir yüzü ötekine ve
niye ağlıyor yiyor uyuyorum-ne amaçlıyor tüm bunlar”
meraktalar. ah ve haykırıyorlar “olmak,olmak,hayatta böylesine
bu saçma kırılım en aşağılık şartlarıyla
hükümsüz kılıyor her şeyi
gölgeler hariç
-nereye geliyor nihayetinde hepsi? aşka? Aşktır
sen de ben de seversek eğer,zira aşktır sebebi
insanlardan nefretimin ve uzanmamın pencereden aşk,aşk
ve gülüp soluk almamın sebebi ah aşk ve sebebi
düşmeyişimin bu sokağa aşk.”