Fransız şiiri okuyor, Sappho okuyor, Haiku okuyor ve çeviriyor. Günümüzde böyle birikimlere ve kaygılara sahip olmayanlar için Orhan, ne tür yollardan geçtiğini açıkça belli ediyor.
Çeviri ŞiirlerOrhan Veli Kanık · Can Yayınları · 1984100 okunma
Hafif uyku, küçük uskur,
Küçük, donuk, yürek gökte.
Sevdası bir sihirbazın,
Ağır eller, şimşekler damarlarda,
Koşuyor renksiz sokaktan,
Takılmış peşine kaldırım taşlarının
Düşürüyor son kuşunu
Dünün aylasının -
Her kuyuda, bir yılan sadece.
Denizin kapılarını açtığını düşünsene bir de.
San Sebastian'a, Irún'a, Hendaye'ye, Biarritz'e, Bayonne'a gitmekten daha keyifli
yahut midemin ağzına gelmesinden Barselona'da Travessera de Gràcia'da
kısmen çünkü daha iyi daha mutlu bir Aziz Sebastian gibi gözüküyorsun turuncu gömleğinle
kısmen çünkü aşığım sana böyle, kısmen çünkü böylesine seviyorsun
sarsılmış turuncu endamına bak ayın
tünüyor bu gümüş dakikasına akşamın.
Ormana giden yolu seçeceğiz—alınma
sakın,kuleleri usulca cüret eden ak şehir.
Keskinleşen havaya tembelce oyulmuş
evsiz efsununu alacağız yolun.
Tarlalar uzanıyor mucizevi biçimde yaman sessizlikte
mikroskobik bir solmayla dolan
...(Kara İnsanlar bunlar,sevgilim,
taşlar altında yaşarlar.) Korkma
ve geçeceğiz basit çirkinliğini
kesin mezarların,büyük bir yolun kesiştiği
ve tüm insanların her dakika öldüğü.
Sonra öpeceksin yavaşça beni
1913 yılı, 23 Mart gecesiydi.
Eğer o kış akşamı hâlet-i ruhiyemi anlatmak isteseydim derdim ki hayatımın en kayda değer anlarıydı. Hayatımın acayipliklerini sunmak istiyorum size, doğasını garipliklerimin; tiksinç doğamı, beni daima doğru bir yola sevk olmaktan alıkoysa da asla hiçbir şeye değişmeyeceğim doğamı: bazen dürüst kıldı beni, bazen
günışığı üstündeydi
ağızlarımızın korkularımızın yüreklerimizin ciğerlerimizin kollarımızın ayaklarımızın ellerimizin
altımızda o suskun Akdeniz daha mavi
bizim hayal ettiğimizden
birkaç çığlık geçip gidiyor
havada
bir yelken bir balıkçı teknesi biri bir görünmez izleyici,
belki belli başlı hiç kimseler gülüyor belli belirsiz
oynayıp yürüyerek
alacakaranlıkla bezeli çıplak
kadınım bir kazadır benim
güzelliği kolayca üstün gelir meyline
dehanın -
tablo büsbütün utanır
bu müzik karşısında,ve yanaşamaz
şiir çünkü taş kesilmiştir korkudan.
bunlar muhteşem biçimde söz açarken ondan
Ben ise(yakalayıp kollarımda
resmi)miskin bir aceleyle götürüyorum
ağzıma,tadıyorum doğru mahcup
azgın
ritmini
kesin
tembelliğin. Yiyorum bedelini
düşlenebilir bir hareketin
gerçek sıcak kötücül
aşıkken diyeceksin ki
usulca aşkla sorana sana,
ayrı mıyım ben bedeninden gülüşünden zihninden ellerinden yalnız
sıçrayan kuklaları olayım diye bir düşün? ah diyorum ki:
büsbütün dikkatli bir biçimde ama
nasıl dikkatli kollarımda yaratmışken
bu affedilemez,bu açıklanamaz zevki-gidiyorsun başka
kimselere:inan bana geliyor yabancılar
bir
çok seviyorum seni(güzelim benim)
dünyadaki herkesten daha çok ve
gökyüzündeki her şeyden çok seviyorum seni
-günışığı ve şarkılar kutlar gelişini
kış her yerde olsa bile
bir sessizlik ve karanlık içinde
kimse tahmin edemese bile
(hayatım hariç)yılın gerçek vaktini
ve kendine dünya diyen şeyin bu şarkıyı
duyabilecek kadar şanslı olması gerekse de(yahut
bir bakış günışığı gibi yüksekten daha yükseğe zıplayacak
yakınında olan her bir kimsenin kalbindeki
mutluluktan daha mutlu bir biçimde geçerek)
herkes muhakkak inanırdı(güzelim benim)
aşktan başka bir şeyin gerçek olmadığına