Yazarım 1906 yılında henüz yirmi yaşındayken Karma Nirvami takma adıyla kaleme aldığı ilk eseridir. Tüm genç yazarların ilk eserlerinde görülen hamlığa rağmen sislerin altında Zorba'nın büyük yazarı Kazancakis'e dair bir silüet görünür.
Geleneksel romanının çok ama çok dışında bir üslubu ve içeriği var kitabın. Örgü olaya dair kurgu şeklinde değil de bir nevi bir iç dökme olan günlük şeklinde oluşturulmuş.
Genç bir ressam, genç ve güzel bir kadına tesadüf eder. Kadına onun resmini yapmayı teklif eder. Geceler ve günler süren çalışmasından sonra kadını beyaz bir zambak olarak resmettiğini fark eder.
Yunan mitolojisinin tanrısal varlıklarının cirit attığı aşırı sembolik dili olan bir kitaptı. Aslında düz yazı gibi görünen soyut bir şiir demek daha doğru olur.
Kahramanımız ressam ve sevgilisi adeta yalnızca geceleri yaşayan garip gece canlıları gibidir. Erotizmin dozu biraz fazla kaçmış bir monolog diyebiliriz kitap için.
Sevdiğini hem delicesine arzulayan hem de ondan tüm benliğiyle intikam almak isteyen ikili bir ruh haline sahiptir ressamımız. Kendisini bu beyaz zambağı lekelemek isteyen bir yılan olarak görür.
Genç, deneyimsiz Kazancakis'i, usta Kazancakis hatırına okuyabiliriz. İlginç bir eserdi ancak Yunan mitolojisine dair -temel düzeyde de olsa- bilgisi olanların okumasında fayda var.
Ben yine de beğendim bu genç Dionysos'u.