Özgürlük Ülkesi, farklı sosyal statülere ve sınıflara ait iki özgürlüğü kısıtlanmış kişinin, zincirlerinden kurtulma hikayelerini, oldukça akıcı ve sade bir üslupla anlatan bir dönem kitabı. Hikayenin başkahramanı Mack, kitabın ilk sayfasından sonuna dek özgürlüğünü kazanmak için canını ortaya koyan, aşağılanmalara ve fiziksel şiddete maruz kalan, vatanından sürgün edilen ve çok fazla sefilliğe katlanmak zorunda kalan bir adamdır. Ancak yaşadığı hiçbir zorluk yüreğindeki özgürlük tutkusunu söndürememiş, onu hiçbir zaman yıldıramamıştır. Bir mahkum, bir köle olmayı her zaman reddetmiş, ne olursa olsun hakkını aramaya çalışmıştır. Bu süreçte Iskoçya’daki maden işçilerinin çektikleri zorlu iş koşullarını, toprak sahiplerinin acımasızlığını ve insanlara köle muamelesi yapmalarını görürüz ilk olarak. Sınıf ayrımı çok bellidir. Londra’da ise adaletsizliğin başka bir türlüsünü görürüz; bu sefer İş verenler işçilerin hakkını gaspederler ve bu sayede zengin olurlar. Adalet ise parası olanın yanındadır ve hakimler satın alınmıştır. Amerika’da ise zencileri, köleliği, sürgündeki mahkumların gördüğü muamelelere şahit oluruz. Parası, nüfuzu olan hem güçlü hem haklı olur, ve böylece işçilerin sırtından geçinerek hem zengin olurlar, hem de onlara hükmederler. Lizzie ise toplumun cinsiyetçiliğinden, kadın-erkek rollerinden bıkmış macera düşkünü üst sınıftan bir kadındır. Hayat onları bambaşka yollara sürüklese de Mack ve Lizzie birbirlerine aşık olmaktan kendilerini alıkoyamazlar ve sonunda özgür olabilecekleri yere, hayallerindeki yere doğru yola çıkarlar. “A Place Called Freedom” Uzun zaman sonra bu tarz bir kitap okuduğum için ayriyeten severek okudum bu kitabı ve çok sürükleyici buldum. Bence tek eksiği edebi diliydi. Onun haricinde çok keyifli bir okuma oldu benim için. Açgözlülük, zalimlik, kibir, tutku, ihtiras, aşk ve adalet konu başlıkları hoşuma gitti.

Özgürlük ÜlkesiKen Follett · Remzi Kitabevi · 199731 okunma

·

38 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.