Rahmetli Mıgırdiç Margosyan, 1915 tehcirinde tesadüfen kafileden ayrılan, yine çok büyük bir tesadüfle oğlu ile karşılaşan ve yeni hayatına başlayan bir babaannenin torunu. Diyarbakır’ın hançapek(gavur) mahallesinde doğmuş, büyümüş değerli bir Ermeni yazarımızdı. Bu kitabında kendi gerçek hayat hikayesinin 17 yaşına kadarki kesitini anlatıyor. 1938-1955 arasındaki dönemde Diyarbakır Ermenileri’nin günlük yaşamlarını yöresel dille ustaca anlatmış. Ortaokul yıllarında okumak, anadilini öğrenmek ve büyük adam olmak için İstanbul’a gidişiyle başlayan eğitim serüveni, okuyucuya, dönemin azınlıklarının yaşam tarzı ile önemli notlar veriyor. Kitap, tehcir ile başlayıp 6-7 Eylül olaylarıyla bittiği için hikayenin geneline bir hüzün hakim fakat yazar dili o kadar ustaca kullanmış ki bazı pasajlar sizi alıp tebessümün ötesinde yer yer kahkahaya götürüyor. Bence hem akıcı hem de zengin bir kitap, öneriyorum.