“ Jackson, yol boyunca ilerleyen ve gitgide çevreye yayılan büyük, beyaz bir bölgedir. Fakat kentin siyahi kısmında, biz büyük bir karınca yuvası gibiyiz; etrafımız satılık olmayan eyalet topraklarıyla çevrili. Sayımız arttıkça yayılamıyoruz. Yalnızca şehrin bulunduğumuz tarafı kalabalıklaşıyor.” “ Kaybolmuş ve adaletsiz bir dünya. Mississippi, Jackson; 1962. Siyah kadınlara, beyaz çocukların bakımında güvenilen ancak gümüşleri parlatma konusunda güvenilmeyen bir dönem. Skeeter, Aibleen ve Minny. Kimse arkadaş olacaklarına inanmazdı. Her biri başka bir gerçeğin peşindeydi. Ve bir araya geldiklerinde anlatılacak sıra dışı bir hikâyeleri oldu. On yedinci beyaz çocuğunu büyüten ve kendi oğlunun trajik ölümünün neden olduğu yaraları iyileştirmeye çalışan Aibleen, aşçılıktaki başarısı da en az dilinin sivriliği kadar dillerden düşmeyen Minny ve üniversiteden dönüp onu büyüten biricik hizmetçisinin neden evlerinden ayrıldığını anlamaya çalışan Bayan Skeeter.” Irkçılığı dokunaklı bir dille okurlarına aktaran yazarı tebrik ediyorum. Dönemin kişiler üzerinde yarattığı ayrımcılık her sayfada yüreğinizde iz bırakıyor. Siyahi kişileri ikinci sınıf hatta yok saymak istemeleri ama evlerinde işlerini yaptırmak ve çocuklarına baktırmak için çırpınan beyazların tezat kişiliklerini anlamak epey zordu. Siyahi yardımcılar beyazların çocuklarına bakıp eğitiyor, evlerini temizliyor, yemeklerini hazırlıyor fakat karşılığında aynı masaya oturmak, aynı otobüse binmek ve aynı tuvaleti kullanmak yasak. Mantığın mantıksızlığın gerisinde kaldığı bir dönem. Karakterlerin birbirlerine bağlılıklarını çok sevdim. Irk, dil, din, renk ne olursa olsun insan olabilmeyi başaran güçlü kadınların dünyasını okumak için geç kalmayınız..

Duyguların RengiKathryn Stockett · Pegasus Yayınları · 2012962 okunma

·

40 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Canan Çelik