Distopyanın ilk örneklerinden sayılan #HGWells in yazdığı #GelecekGünlerinHikayesi yirmi ikinci yüzyıl Londra' sını çarpıcı bir hayal gücü ile bizlere sunuyor. Şu an bize çok uzak bir zaman gibi görünmese de yazarın yaşadığı yıla göre epey uzak bir zaman diliminde geçen iki aşığın hikayesini gelişen ve değişen teknoloji içinde okuyoruz. Kitabın 1800' lü yıllarda yazıldığı düşünülürse 22. yüzyıl için öngörülen teknoloji oldukça etkileyici. Şehirde insanlar alt ve üst tabaka diye ikiye ayrılmış. Üst tabaka gökdelenlerde yaşarken alt tabaka yer altında işçi sınıfı olarak yaşayıp kendilerine ait olan dili konuşuyorlar. Bir de orta sınıf var. Bunlar kimsenin değer vermediği basit işleri yürütüyorlar. Denton da bu tabakadan biri. Yüksek duvarlar ile çevrili ve cam kubbe altında yaşanan şehirde bitki yok ve tarım şehirden uzakta yapılıyor. Etin olmadığı, sebze ve meyve aroması verilmiş jöle ile besleniyorlar. Çocuklar ailelerin yanında değil, profesyonel bakıcılar tarafından kreşlerde büyütülüyor. Zihin kontrolü yapan hipnozcular sayesinde suç ve ceza kavramı yok, herkes yerini biliyor. Gramofon kayıtlarından kitap dinlenip haberler takip edilebiliyor. Hareketli yollar ve uçan araçlar ile ulaşımın sağlandığı bu gelecekte Elizabeth ile Denton ' ın zengin kız fakir oğlan sevdasını da eşlik ediyoruz. H.G. Wells' in gelişen teknolojinin olumsuz etkilerini anlattığı, din, millet gibi kavramların anlamını yitirdiği bu gelecekte geçen hikayeyi okumanızı tavsiye ederim. #distopya #gelecek # kaprayayinlari

Gelecek Günlerin HikayesiH. G. Wells · Kapra Yayıncılık · 2021126 okunma

19 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Zehranur Betül DERE