Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

208 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Selamunaleyküm. Rahmetli Kadir Mısıroğlu'nun bu kitabına başlarken oldukça umutluydum. Lâkin biraz sonra zihnimde şu cümle yankılandı: Daha iyisini yapabiliriz. Kitaba Yahudilerin nasıl bir inanç sistemi içinde nasıl bir siyaset izleyen nasıl bir toplum olduğunu izah ederek başlıyoruz. Lâkin buradaki bilgilerin yanlıştan ziyade eksik olduğu kanaatindeyim. Bu eksikliği doğuran da Yahudi dediğimiz topluluğun yekpare olduğunu düşünmemiz. Oysa İsrail, Kudüs ve çevresindeki işgalci Yahudi yerleşimcilerden ibaret değil. Filistin'in yanında savaşan, harp etmese bile destek veren Yahudilerin de var olduğunu biliyoruz. Hıristiyanlar bile var! Şirin Ebu Akile unutuldu mu? İsrail'in resmî kuruluş tezine aleyhtar olan ve Taha Kılınç'a göre Filistin lehine veriler sunabilen Yeni Tarihçilik akımının da İsrail'den çıktığını görebiliriz. O akımın meyvelerinden biri:
Demir Duvar
Demir Duvar
.
Taha Kılınç
Taha Kılınç
mezkûr eseri okumadan İsrail'in anlaşılmayacağını iddialı olduğunu vurgulayarak da söyler. Öte yandan bazı konular hakkında bu denli kesin bir dil kullanması kitabın üzerinden geçen 20 yılda iddialarının hırpalanmasına yol açmış. Aslında Mısıroğlu'nun bir kişilik özelliğidir. Tabiri caizse pervasızdı, Rahmetli. Meselâ İsrail'in dünya üzerindeki etkilerinden bahsederken Molla Mustafa Barzânî ve sonraki ailesine para desteği vererek hem bir Kürt devleti kurulmasını sağladığını hem de oradaki Yahudi Kürtlerin İsrail'e gelmesine imkân tanıdığını söyleyen Mısıroğlu, gazeteci Uğur Mumcu'nun da ölümünden "Kürtçü Barzânî hareketine senede 50 milyon dolar yardım etmekte olduklarına dâir ifşaatının" sorumlu olduğunu söyler. Bu konudaki dayanağı ise kardeşinin televizyondaki beyanatı imiş. Oysa bu satırların üzerinden geçen 20 yılda itiraflar serdeden Sedat Peker bize başka bir şey söyledi. Elbette Peker vasıta, azmeden İsrail diye de itiraz gelebilir. Diğer ilginç bir nokta ise AB ve Siyonizm karşıtlığı kurması. Şöyle ki AB, Katolik Avrupa'nın Siyonizm'e müsavî bir rakip husule getirmesinin bir neticesi ve Siyonizm'in de en büyük kaygılarından biri Türkiye'nin dahli, zira böyle bir durumda Arz-ı Mev'ud siyasetine halel gelecek. Türkiye'ye işgal ve taarruz durumunda karşısına bütün bir Avrupa'yı alacaktır. Lâkin burada AB'ye girelim demeye çalışmıyor. Amerika için ise "pragmatik" bir taraftarlığı vurguluyor. Zira Amerika, Şark'ta bir müstevlî muamelesi gördüğü için kendine bir müttefik arıyor ve Türkiye'nin bu husustaki tercih olduğunu söylüyor. Daha ilginci ise Saddam Hüseyin'in petrolden zengin olduğunu ve Amerika Irak petrollerine sahip olursa muhakkak ki Saddam'dan daha ziyade halka faydası dokunurmuş. Bunun cevabını o bölgeye hâkim kişiler versin. Ayrıca ABD'nin müstevlî görünümünün günden güne sıkıntıyı büyütmesi hasebiyle acilen Âlem-i İslâm'a müttefik olacağı bir baş gerekli. Bunun icrası için de Türkiye'nin Kemâlizm'den kurtulması ve İslâm temeline dayanması gerekiyor. Hatta Hilâfet'in de ihyası lâzım. Peki bunu kim istiyor? ABD! Mısıroğlu da diyor ki, biz onların bu arzusunu kullanmalıyız. Böyle bir şeyin olup olmadığı bir kenara, tehlikeli bir plan olduğunu düşünüyorum. Elbette şu da sorulabilir: Gerek Şark'ta gerek dünyada ABD'siz bir konum elde edilebilir mi? İşte bu meyanda Büyük Ortadoğu Projesi'ni desteklediğini gördüm. Kitabın en beğendiğim kısmı Şehzâde Mahmud Şevket Efendi ile 1965'te Fransa'da gerçekleştirdiği kaydın dökümü idi. Zira burada çok farklı hâdiseler ve görüşler zikrediyor Mahmud Şevket Efendi: İngiliz Mandası bölgede hâkim olduğu hâlde artık toprakları terk etmek istiyor. Avdet etmeden evvel ise orada bir ülke tesis etme niyetinde. Taha Kılınç'a göre İngiltere hem Araplara hem de Yahudilere oynadığı hâlde esasında Yahudilerin lehine hareket ediyor. Hem Arap ben de Yahudi'nin söz hakkı olduğu bir Federasyon kurma niyetinde ayrıca. Lâkin bu bir türlü başarılamıyor. Üstelik Yahudi tedhişçi örgütlerin birleşik bir cephe oluşturarak İngilizlerin King David Otel'deki karargâhlarına yönelik muazzam saldırısından sonra oradan hemen çıkmak niyetindeler. Kadir Mısıroğlu'nun görüştüğü Mahmud Şevket Efendi ise o dönemde Mısır'da yaşıyor. Üçte ikisi Araplar'dan üçte biri de Yahudiler'de müteşekkil olacak Federasyon'un kurulmasının tartışıldığı günlerde Yahudi Haganah örgütü Mahmud Şevket Efendi'ye bu Federasyon'un liderliği teklifini götürüyor. Zira Araplar Yahudi, Yahudiler de Arap yönetici istemiyor. Böyle bir çözüm düşünülüyor. İngilizler de istişareler sonucunda Mahmud Şevket Efendi kabul ediyor ve Müslümanlarla görüşmeye başlıyor. Emin el-Huseynî Lübnan'da olmasına rağmen diğer yöneticiler Mısır'da ve onlarla görüşüp teklifini sunuyor. Lâkin mütereddit davranıyorlar ve bir netice elde edilmiyor. el-Huseynî de mektubunda fikri desteklediği hâlde adamlarına başka konuşuyor ve iş yokuşa sürülürken İngilizlerin de gitme vakti yaklaşıyor. Mahmud Şevket Efendi, konuştuğu kişilerin cevap vermek için sürekli burka! demesinin Filistin'i bu hâle getirdiğini söylüyor: #219875651 Aslında İngilizler Arapların lehine imiş, oysa Araplar şimdi tam tersini söylüyor, vs. diyor. Zaten Araplar yüz vermeyince İngilizler ordumuzu arkana alıp kur diyor, lâkin Mahmud Şevket Efendi Müslüman kardeşlerine rağmen bu işe girişmeyeceğini söylüyor. Aslında maksadı yine şartlar dahilinde en iyisini yapmak imiş. Kitaptaki Siyonizm, Çin ve ABD'nin yayacağı bir mikrop ile Hindistan ve Çin'in nüfusunu düşüreceği tezi de elbette bir Komplo Teorisi. Küçümsemiyorum, zira sözüm ona salgının başında
Abdurrahman Dilipak
Abdurrahman Dilipak
da bu yüzden çok tahkir edildi ama neticede haklı çıktı. Lâkin bu görüşlerin kitabın serlavhasının işaret ettiği çerçeveyi ıskaladığı görüşündeyim. Kitabın en sevdiğim kısmı Arap İhanetleri meselesini açıp izah ettiği kısım oldu. Ben oldukça istifade ettim. Bir kez daha okulda zerk edilen resmî tarihin içinde barındırdığı ırkçı nefreti hatırladım. İnşaAllah bu hususta daha fazla eser okuyabilirim. Velhasıl kelâm, Yahudileri anlamaya (hak vermekten bahsetmiyorum) çalışırken 150 yıllık bir Yahudi telakkisini, ya da hayalini tekrarlamaktan öte çalışmalar yapmalıyız. Daha ciddi, daha hacimli, daha aklî çalışmalar lâzım bize. Bu yüzden mahut eser tavsiye etmeye gerek duyacağım bir çalışma olmadı. Meraklısı buyursun. Allah Kadir Mısıroğlu merhuma rahmet etsin. Keyifli okumalar.
Filistin Dramı'nın Düşündürdükleri
Filistin Dramı'nın DüşündürdükleriKadir Mısıroğlu · Sebil Yayınevi · 2017218 okunma
··
3 artı 1'leme
·
1.212 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.