Kaygısı, sevdası, derdi, davası, çabası, telâşı, hep Allah'ı kullarına tanıtmak, bildirmek ve sevdirmekten ibaretti.
Bütün engellere, acılara, işkencelere, hapislere, sürgünle- re, zehirlemelere rağmen Kur'an'a, imana, İslâm'a hizmet
duygusundan hiç ayrılmadı.
En mühimi de, en zor şartlarda bile hiç ümitsiz olmadı.
En olumsuz şartlardan, daima en olumlu sonuçlar çıkardı. Kendisini batırmaya, bitirmeye çalışanları da huzura ve mutluluğa, yani kulluğa çağırdı.
Çünkü ona göre, kul olmak, "kurtulmak" demekti.