Bibliyomani, Flaubert'ın yazdığı kısa bir öyküdür ve kitap sevgisinin, hatta saplantılı bir şekilde kitaplara olan aşırı düşkünlüğün bir portresini sunar. Eser, ana karakteri Monsieur Pitton'un kitaplara olan tutkusunu anlatır. Pitton, kitapları sadece okumakla kalmaz, aynı zamanda koleksiyon yapar ve onları kutsal birer nesne gibi korur. Kitapların fiziksel varlığı, onun için önemlidir. Ancak Pitton, kitaplara olan bu aşırı düşkünlüğü yüzünden toplumdan izole olur ve insan ilişkilerini zorlaştırır. Flaubert, bu eseriyle kitapların insanlar üzerindeki etkilerini ve aşırı bir tutkunun ne gibi sonuçlar doğurabileceğini işler. Eser, Flaubert'ın gözlemci ve eleştirel bakış açısını yansıtır ve kitap sevgisinin ne kadar tutkulu olabileceğini ama aynı zamanda ne kadar tehlikeli olabileceğini de vurgular. Flaubert, dil ve üslup konusundaki ustalığıyla da bu eserde kendini gösterir. Anlatımındaki incelik, okuyucuyu eserin içine çeker ve kitapların büyülü dünyasına bir pencere açar. Sonuç olarak eser, kitapların gücü ve insanların bu güce olan bağlılığını çarpıcı bir şekilde ele alan kısa ama etkileyici bir öyküdür. Kitapseverler için bir uyarı niteliği taşıyan bu eser, Flaubert'ın edebiyat dünyasındaki önemini bir kez daha gösterir.

BibliyomaniGustave Flaubert · Sel Yayıncılık · 2017724 okunma

·

75 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ramazan KELEŞ