Farkında olmadan Irazca serisinin ortasından başladım. Karanlıkta kindleden okumak için kızımın başında beklerken seçmiştim. Ne zamandır arşivde bekleyen Fakir Baykurt'un, kitaplarından birisiydi. Başta yılanlardan falan bahsediyorken anladım 'yılanların öcü' serisinin ikinci kitabı oldugunu. Ama devam ettim inatla. Yetmedi üçüncü kitabına başladım aynı heyecanla. Bu kitaptan sonra da sırada serinin ilk kitabını okumayı düşünüyorum. Sıralamamdan pişman değilim yine olsa aynısını yaparım. Irazca' nın dirliğini bozanlar, cıbıldak muhtarla ve deli haceliyle mücadelesini okurken sarsılmamak mümkün değil. Karataş, ağalık düzeninden kurtulmuş herkes borçlarını ödeyip kendi toprağına sahip olmuşken şimdi sırası mıydı bu Irazca kadının başına gelenlerin. Irazca direngen bir kadın, dediği dedik, gururlu, başını eğmez yere hepi topu bir canım var dediği yerde başlıyor mücadelesi. Osmanlı kadını benzetmesini sevmesemde ya da erkek gibi kadın lafını. Zira yine başka bir cinsin yükseltilip diğer cinsi aşağılama tam da toplumdaki toksik ataerkil mantalitenin ürünü. Sonuna kadar mücadele edeceğim. Tıpkı Irazca Ana gibi. Kısaca köyden kente göçüşün hazinli hikayesi. Kara Bayram'ın yılgınlığı, Haçça'nın iyimserliği, Ahmet'in boynunun büküklüğü hep dimağımda buruk bir hisle kalacak. Dur bakalım bir de destan yazmış Fakir baba Kara Ahmet'imize. Heyacanla devam ediyorum Irazca serisine. (Irazca da düşümde Fatma Girik olarak canlanıyor elimde değil seriden sonra bi de Metin Erksan başyapıtını tekrar izledim mi cila olur)

Irazca'nın DirliğiFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık Dağıtım · 20181,111 okunma

·

81 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Duygu Sarısülük