Romeo ve Juilet diyebiliriz kısaca kitaba :,)
Şimdi sadece yorum yapacağım çünkü konuyu anlatırsam her türlü spoi vermem gerekecek ve nereden tutunacağımı bilmiyorum anlatmak için.
Kendilerini ifade edişleri çok hüzünlüydü karakterlerin, sanki karakter kıvrandıkça ben daha çok kıvranıyor gibiydim. Çığlıklarını duydum, dinledim fakat elimden bir şey gelmedi. Gözyaşlarımdı süzülen yalnızca(kitabın etkisindeyim :d). Özenle yazılmış. Sonda ultiyi basmış yazar ben neye uğradığımı şaşırdım, afalladım. Gidişatı zaten beni perperişan etti, o yetmezmiş ya, sonunda (afedersiniz) anamı ağlattı. Bir de sanki hiçbir şey olmamış gibii son sayfada şunu söylüyor yazar:
“Hem bu kitabın adı “Musibetname(Belalar, felaketler kitabı)” değil ki.”
Ya kitabı okumasam inanırdım. Dedikoduyu kökleyip aman dedikoduyla işim de diyen teyzeler gibi sıyrılmışsın konudan Şemseddin Bey… Yakıştıramadım.
Sonuç olarak: Kitap çok güzeldi, en sevdiklerim arasında yerini aldı. Uzun bir süre etkisinden çıkmak istemiyorum yani o derece. İsmini gördükçe içindeki dramatik kısımları hatırlayıp etkisiyle aniden titreyeceğim o kitapların arasında artık sen de varsın