"Türkiye'nin binlerce köyünden biridir Damalı. Tıpkı diğerleri gibi, bu köyün muhtarı, bekçisi, eğitmeni, arlısı arsızı, her bir şeyi vardır. Tabii, bir de öğretmeni... O eğitim ordusunun neferlerinden biridir.
. "Öğretmen demek, lamba demek! Öğretmenler Türkiye'nin güneşi. Maarifsiz bir millet payidar olamaz. ...(S:105)
"Onuncu Köy bu eşitsizliğin romanı. Fakir Baykurt'un bizzat tecrübe ettiği olayların bütünü. Köylünün kapalı olan hatta didiklenmekten yok olan gözünü onlara sadece sahibi olduklarının yönünü göstererek açmaya çabalayan bir öğretmenin dokuz köyden dövüle kovula onuncu köyünü arayışının hikayesi. İsimsiz öğretmenin
Yemede içmede, gezmede tozmada değildir gözü. Dünyaya doymadan, güzel evler, temiz sular, bakımlı çocuklar, çocukları uysallaştırmayan okullar görmeden ölürüm diye korkmaktadır. Köylere aydınlığı götürme savaşında yenilmekten bir de... Gel gör ki, bu uğurdaki mücadelesi çetin geçer Öğretmen'in. Verdiği savaşta köylüyü yanına alıp, haksızlığın, yolsuzluğun karşısında durdukça, doğruları söyledikçe yerinden edilir. Dahası, çok sevdiği mesleğinden. Ama Öğretmen yılmaz. Işığını saça saça o köy senin, bu köy benim dolanır. Böyle böyle, yolu Onuncu Köy'e düşer. Burada da onu benzer bir mücadele beklemektedir..."
"Gönlün sığdığı yere köy sığar!.."
(S:190)
"Fakir Baykurt bu romanında, bir köy öğretmeninin yobazlığa, yolsuzluğu, bağnazlığa karşı devrimci direnişinin ışığında eğitim sorunlarına ve bürokrasinin o kayırmacı yaklaşımına değiniyor.
"Cahilliğin türlüsüyle savaşmak gerekiyor. Gece arkadan vuruyorlar. Bütün tepkileri ilkel insanlarınki gibi. Beni üzen, aydınların vurdumduymazlığı!..
(S:196).. Toplumsal duyarlılığı güçlü kalemi ile aydın ögretmen ve geride bıraktıkları yazdıkları eserleri hep saygıyla sevgiyle yâd edilecek Türk edebiyatının önemli isimlerinden dir. ##$##yazarSeolar:i1331.$$#$$
Bir bakın derim pişman olmazsınız biliyorum!!