Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

_İslamı anlamak için islamın hakim olduğu yerlere ve hakim olmadığı yerlere bakmak yeterlidir. Kendinden olmayanı ezmek ve yok etmek üzerine kurulu siyasal islamın, modern dünyaya entegre olması imkansız. İslamın, insanlığa katkısı nedir? Modern bir insan neden müslüman olmalıdır? _Türkler, İranlılar'ın ve Araplar'ın asla yapmadıkları bir şeyi yaparak milli kimliklerini İslamiyet'e gömdüler. Türkler'in İslamiyet'e bağlılıklarının ciddiliği ve gerçekliği düzeyine başka hiçbir halkta rastlanmamıştır. _Menderes, Türk demokrasisinin babasıdır çünkü demokrasinin anasını bellemiştir. _Bellek bir birey için ne ise, tarih de toplum için odur. Bellek yitimine amnezi, bellek bozulmasına nevroz deriz; çarpıtılmış tarihten beslenen toplum da belleğini yitirmiş ya da nevrotik bir toplumdur. _1918'de, büyük Müslüman imparatorlukların sonuncusu Osmanlı saltanatı yenilgiye uğradı, başkenti İstanbul işgal edildi, hükümdar esir alındı ve topraklarının büyük bölümü savaşın galipleri İngiliz ve Fransız imparatorlukları arasında paylaşıldı. Osmanlı toprakları içindeki Arapça konuşan bölgeleri yeni sınırlar ve isimlerle üç yeni birim halinde bölündü. Bunlardan ikisi, Irak ve Filistin, Britanya himayesine, üçüncüsü de Suriye adıyla Fransız himayesine verildi. _Türkler anavatanları Anadolu'yu kurtarmayı başardılar ama bunu İslam adına değil, Mustafa Kemal adlı bir Osmanlı generalinin önderliğinde laik bir ulusal hareket aracılığıyla yaptılar. Mustafa Kemal, Türkiye'yi Batılı tahakkümden kurtarmak için başarıyla savaşmış olsa da, Batılı modern tarzları benimseme yolunda ilk adımları attı. Yaptığı ilk işlerden biri, Kasım 1922'de, saltanatın kaldırılmasıydı. _Arap devletleri, 1-2 istisna hariç, yapay nitelikli olmalarına karşın bağımsız devletlerini korumak konusunda hayret verici ölçüde ısrarlı olmuşlardır _Osmanlı hükümdarı yalnızca bir sultan değil, aynı zamanda halife, yani bütün Sünni Müslümanların başı ve 632'de Peygamber'in ölümüne kadar uzanan bir yöneticiler silsilesinin sonuncusuydu. Türkler, 1924 Mart'ında halifeliği de kaldırdılar. _Bin Ladin İslam'ın "80 yılı aşkın bir süre önce" içine düştüğü "aşağılanma ve utanç"tan bahsetmektedir. _Çeşitli Müslüman şeyhler ve liderler boş kalan makam üzerinde yarı gönüllü de olsa hak iddiasında bulunmaya kalktılar ama hiçbiri destek bulamadı. Bin Ladin'in halife olmak gibi bir arzusunun olduğu söylenmektedir. _Müslüman toplumlara tarih bilinci İslam'ı başlangıç alır. _Müslümanlar açısından, İslam tarihinin Dinsel ve hukuksal anlamı çok büyüktür çünkü bu tarih Allah'ın, cemaati için, maksadını yansıtır. Müslüman olmayan halkların tarihi böyle bir mesaj içermez ve bu yüzden değersizdir, ilgilenmeye değmez. Antik diller ve yazılar unutulmuş, antik kayıtlar yakılmıştı. Hindistan gibi eski medeniyetlerin yaşandığı ülkelerde, ciddi tarih yazımı İslam'la birlikte başlamıştır. Ama yazılan neyin tarihiydi? _Batı dünyasında, insan örgütlenmesinin temel birimi ulustur; Ulus çeşitli biçimlerde alt birimlerine ayrılmıştır, bunlardan biri de dindir. Ne var ki, Müslümanlar genelde dinsel grupların bir ulusun alt birimi değil, tersine ulusların bir dinin alt birimi olduğu görüşüne yatkındır. Kuşkusuz bunun nedeni kısmen Ortadoğu coğrafyasındaki ulus devletlerin çoğunun görece yeni, Osmanlı İmparatorluğu'nun yenilgisi ardından kurulan Fransız-Ingiliz hâkimiyetinin mirası oluşu ve eski emperyal efendilerinin belirlediği devlet yapısını ve sınır çizgilerini korumalarıdır. Bu ulus-devletlerin adları bile bu yapaylığı yansıtır. _Türk denen halkın yaşadığı ve Türkçe denen bir dilin konuşulduğu ülkeyi anlatan Türkiye adı ülkeleri etnik adlarla belirleyen bildiğimiz AvrupalI tarzına uygun görünmektedir. Ancak orta çağlardan beri Avrupa'da kullanılmakta olan bu ad 1923'te Cumhuriyet'in ilanına kadar Türkiye'de kabul görmemiştir. _İran AvrupalI bir ad, aslında Batı İran'da bir bölgeye verilen Pars, sonraları Fars, adının Yunanca uyarlamasıdır. Arap işgali ardından, Arapça alfabede p harfi olmadığından, bölgenin adı Fars olmuştur. _Müslümanlar, rakiplerini ulusal sıfatlarla değil, hemen her zaman sadece kafirler olarak adlandırmış. Kendilerine de hiçbir zaman Arap, Fars ya da Türk dememişlerdi; onlar kendilerine Müslüman diyordu. _Hz. Ömer'in Araplara "soyunuzu bilin ve kendilerine kim oldukları sorulduğunda, 'ben şu yerdenim' diye yanıt veren köylüler gibi olmayın" dediği söylenir. _Arapça, Farsça ve Türkçe İslam tarihleri içinde hanedanlıkların, şehirlerin ve en başta İslam devleti ve cemaatlerinin tarihleri vardır ama Iran ya da Türkiye tarihi yoktur. Suriye, Filistin ya da Irak'ın aksine, bu adlar yeni değil, yüzyıllarca egemen ve bağımsız olmuş eski politik birimleri anlatır. _637 Kadisiye Savaşı'nı İran'ı istila eden Arap Müslümanlar kazanmıştı, karşılarında henüz İslamiyeti kabul etmemiş ve Müslümanların gözünde kafir olan Şah vardı. Saddam Hüseyin Arapların Farslar üzerinde, Ayetullah Humeyni ise Müslümanların imansızlar üzerinde zaferinden bahsedebilirdi. _Bin Ladin Bush'u Firavun'a benzeterek hakaret ediyor, 13. yüzyılda Bağdat'ı ele geçiren ve Abbasi Halifeliğini yıkan Moğol hanlarından sonra, Irak'a en büyük zararı veren kişiler olarak suçluyordu. _Bin laden bildirisi: amerika, ırakı parçalayıp küçük Yahudi devleti kurulmasına hizmet ediyor. Bu devletlerin bölünmesi İsrail'in ayakta kalmasını ve Haçlı işgalinin sürmesini sağlayacaktır. Bu suçlar "Amerikalıların Allah'a ve Müslümanlara açık savaş ilanıdır. Düşmanlar Müslüman topraklara saldırdığı zaman alimler, Cihat'ın her Müslüman için kişisel bir görev olduğu görüşünde birleşmiştir." _Müslümanlar için, bir kere İslam alemine kazandırılmış hiçbir topraktan nihai olarak vazgeçilemez, fakat Arabistan ve Irak diğer hepsinden önde gelir. Arabistan peygamber ülkesi, Irak ve başkenti Bağdat 500 yıl halifeliğin merkeziydi. _Arap tarihçiler, "Halife Ömer'in, Hz. Muhammed'in ölüm döşeğinde verdiği bir emrini yerine getirmek üzere, arap Yahudilerin ve Hıristiyanların Arabistan yarımadasından çıkarılmasına hükmettiğini anlatmaktadır. Arabistan Yahudileri Suriye ve Filistin'e, Hıristiyanları ise Irak'a, yerleştirildiler. Kutsal Hicaz Toprakları Müslüman olmayanlar için yasak bölge ilan edildi. Müslüman olmayan birinin kutsal toprağa ayak basması bile büyük bir suçtur. _İslamı Tanımlamak_ _Antik Yunan ve Roma medeniyetinin çöküşüyle modern Avrupa medeniyetinin yükselişi arasındaki bir karanlık çağ olarak görülür ve bu dönemde İslam büyük ve güçlü krallıklarıyla, ticaretiyle, bilim ve yazınıyla dünyanın önde giden medeniyetiydi. Son üç yüzyıl içinde İslam dünyası hâkimiyetini ve liderliğini yitirdi ve hem modern Batının hem de hızla modernleşen Doğu'nun gerisine düştü _Musevilik ve İslam, yeme ve içme de dahil, insan faaliyetinin her yönünü düzenleyen ilahi bir yasa inancını paylaşır. Tanrı'nm insanlığa gönderdiği son mesajın talihli alıcıları ve emanetçileri olduklarına ve görevlerinin bu mesajı bütün dünyaya taşımak olduğuna inanırlar. _Hıristiyanlık ve İslam birçok bakımdan kardeş medeniyetlerdir; ikisi de Yahudi vahiyleri ve peygamberleri. Yunan felsefesi ve bilimi mirasına dayanır ve ikisi de antik dönem Ortadoğusunun geleneklerinden beslenmiştir. _Hz. Muhammed'in hayatta olduğu dönemde, Müslümanlar aynı anda hem dinsel hem de politik bir cemaat haline geldiler, Peygamber de devletin başıydı. _Pagan Roma'da Sezar Tanrı'ydı. Hıristiyanlar için Tanrı ile Sezar arasında bir tercih yapma sorunu vardı ve Hıristiyanlar asırlar boyu bu seçimin pençesinde kıvranmıştır. İslam'da böyle sancılı bir seçim yoktu. _Hz. Muhammed öldüğünde, peygamberlik misyonu tamamlanmış oluyordu. Geriye, bütün dünya kabul edene kadar Allah'ın vahyini yayma görevi kalıyordu. Bu görev için liderliği sağlayacak Peygamber'in bir vekili ya da halefi gerekiyordu. Hz. Ebubekir'in İslam cemaatinin başına geçmesiyle halifeliğin temelleri de atılmış oluyordu. İslam da bir dünya dini haline geldi. Müslümanların deneyiminde, dinsel hakikat ve politik güç ayrılmaz bir biçimde iç içedir; birinci İkinciyi kutsarken, ikinci de birinciye destek oluyordu. Bu inanç, iktidarın elde edilmesi ve kullanılması, meşruiyetin ve otoritenin doğası, yöneticilerin ve kulların görevleri, kısacası, Batı'da anayasa hukuku ve politik felsefe diyebileceğimiz ne varsa onu kapsayan şeriat, yani İlahi Hukuk tarafından olumlanır ve desteklenir. ............ _ _Ortadoğuluların gözüyle, suçlu Amerikan hâkimiyeti ve dolayısıyla düşman da Ortadoğu'daki düşük üretkenlik ve yüksek doğurganlık, hızla büyüyen işsiz, eğitimsiz ve umutsuz genç bir nüfusla, istikrarsız bir bileşim oluşturuyor _Normalde düşman ajanı tespit edildiğinde tutuklanmaz ve efendilerine iletmek üzere yanlış bilgiler edinmesine dikkat edilerek işini yapmasına izin verilir. Bu hem düşmanı yanlış yere yöneltmek hem de yeni casusları tespit etme meşakkatinden kurtulmak gibi ikili bir amaca hizmet eder. _İslam, yoksul ruhlara hayat ve anlam vermiştir. _Muhammet'in yaşadığını gösteren en ufak bilimsel ve arkeolojik bir kayıt yoktur. Hakkında bize aktarılan bilgilerin tamamı sadece hadisler ve siyer-i nebi kaynaklarından ibarettir. Muhammed ve islamiyet hakkında ne bizans kaynaklarında, ne acem kaynaklarında, ne süryani kaynaklarında, ne de çevre medeniyetlerin kaynaklarında bir bilgiye rastlanılmamaktadır. Tüm hayatı ve sözleri 750 yılından sonra rivayete dayalı bilgiler dahilinde, ibn ishak'ın isminde birinin "Es-sire" isimli eserinde yer almaya başladığı iddia edilir lakin bu eser ortada yoktur. Bunu öğrendiğimiz kaynak ise tarihçi Taberî'nin "Tarih er-rusül ve'l muluk ve'l hulefa" adlı eseridir. Taberî yine rivayetler zinciri ile kendisine ulaşan bu muğlak bilgiler ile islam ve muhammet hakkında bugün bilinenleri kitabında anlatmıştır. Daha sonra gelen tırmizi, buhari gibi muhaddisler de bu bilgiler dahilinde kütüb-ü sitte'yi oluşturmuşlar ki kur'an dan sonra en güvenilir kaynak kabul edilir islam dünyasında. 675-685 yılları arasında yazıldığı belgelenen alphonse mingana eserinde: yine bu bölgede ismail'i kabilelerine karşı savaşan bir sahte mesihten bahsediyor. Özetle, İslam, hristiyanlık mezhebidir. Tüm bu bulgu ve belgelerden islam peygamberi muhammet denilen mitolojik şahsiyetin, sahte mesih mamet'in hikayesinden devşirilmiş olduğunu ve bugün islamiyet dediğimiz öğretinin ise vahiy yoluyla bildirilmiş bir din olmadığını, aksine bölgede hakim olan monofizit öğretinin, ismaili yahudi öğreti ile harmanlanmış ve yaklaşık 200 yıllık bir süreçte özellikle abbasilerin devletleşme sürecinde yeni bir din şeklini aldığını rahatlıkla söyleyebiliriz... ________ _Önsöz_ _Bernard Lewis tüm dünyada en büyük Ortadoğu tarihçilerinden biri olarak tanınmaktadır. Bernard Lewis bu kitapta, İslam'ın hem Batı dünyasıyla hem de kendi içinde terörizmle ilişkisinin bir muhasebesini çıkarıyor ve İslam dünyasının içine düştüğü geri kalmışlık, despotizm, terör sarmalından nasıl kurtulabileceğini tartışıyor. ________
·
264 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.