Gönderi

192 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
bir cadı meselesi
Cadı kitabını ve kitabın etrafında dönen edebiyat tartışmalarını anlatmadan önce yazarın hayatından kısaca bahsetmek istiyorum. 19 Ağustos 1864’te İstanbul’da doğan yazarımız üç yaşındayken annesini kaybeder. Altı yaşındayken anneannesinin ve teyzelerinin olduğu bir konakta yaşamaya başlar. 1887’de Ahmet Mithat Efendi’nin Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yazmaya başlar. İlk romanı Şık gazetede tefrika edilir. İyi derecede Fransızca bilen yazarımız çeviriler yapar. 1912’de eserlerinden kazandığı paralar ile Heybeliada‘da kendisine bir konak yaptırır. Hiç evlenmeyen yazarımız hayatını Heybeliada’da geçirir. 8 Mart 1944’te burada hayatını kaybeder. *Cadı Romanın Konusu* Dört senelik mutlu evliliğinden sonra üç yaşındaki kızı ile ortada kalan Fikriye Hanım dayısının evine sığınır. Dayısının eşi, Fikriye Hanım‘ı evlendirmeye kararlıdır. Fikriye Hanım’a uygun görülen Naşit Nefi Efendi’nin hakkında dedikodular dönmektedir. Romanımız boyunca bu dedikoduları Naşit Nefi Efendi’nin eski karısı Şükriye Hanım’dan dinleriz. Servet-i Fünun, Fecr-i Ati, Milli Edebiyat ve Cumhuriyet Edebiyatı dönemlerinde eser veren Gürpınar, Türk edebiyatına egemen olan hiçbir akıma bağlanmamış ve “halk için sanat” ilkesini benimsemiştir. Cadı romanı üzerinden gelişen tartışmalar ilk olarak Rübab dergisinde Şahabeddin Süleyman tarafından başlatılmıştır. Şahabeddin Süleyman, Son Bir Eser: Cadı isimli makalesinde Cadı’nın başarısız bir roman olduğunu ve Gürpınar’ın edebi bir ölümle karşı karşıya olduğunu söyler. Bu eleştiriye ilk cevap şaşırtıcı bir şekilde ismi pek duyulmamış olan Mevhibe Ziya adında bir kadından gelir. Bir yazarın tek bir eserine bakarak böyle bir kanıya varılamayacağını ve Gürpınar’ın okuyucular için bir hediye olduğunu savunur. Şahabeddin Süleyman, Mevhibe Ziya’nın bu makalesiyle beraber derginin aynı sayısında kendi makalesini yayınlar. Eleştirilerini daha da ileriye götürerek Gürpınar’ın edebi ölümünden şimdi kesinlikle emin olduğunu söyler. Mevhibe Ziya, bu yazıya karşılık Gürpınar‘ın çok daha güzel bir eserle tekrar geri döneceğini ve ölmeyeceğine ileri sürerek tartışmayı Şahabeddin Bey’e olan saygısından uzatmayacağını söyler. Gürpınar otuz yedi gün sonra eleştirilere cevap vermeye karar verir. Zamane Münekkitlerine Cevap: Cadı Çarpıyor eserini yazar. Bu eserinin ilk bölümünde Mevhibe Hanım’a teşekkürlerini sunar. Diğer bölümlerde de Rübab dergisine yönelik eleştirilerde bulunur ve romanına ilişkin eleştirileri cevaplar. Rübab dergisinde Ali Naci’nin yazdığı Cadı Hortladı! makalesi tartışmaları daha da alevlendirir. Ali Naci, Gürpınar’ı avam bir yazar olmakla suçlar. Büyük Duygu dergisi de yazılarıyla Rübab çevresine sahip çıkar. Gürpınar, Şekavet-i Edebiyye ile cevaplarını sonlandır. Gürpınar, tartışmalar boyunca dönemin önemli sanatçılarından destek göremez. Abdülhak Hamit, Süleyman Nazif ile birlikte Gürpınar‘a İhkâk-ı İstihkâk isimli bir şiir gönderir. Böylece bir yıla yakın süren tartışmalara son nokta konur. Gürpınar, tüm eleştirilere rağmen hurafeler, yanlış bilgi ve inançlarla bunların sebep olduğu yersiz davranışları alaycı bir üslupla ortaya koymaya devam eder. Garaib Faturası Külliyatı olarak adlandıran serinin ilk kitabı Gulyabani’den sonra Cadı benim için içeriği daha çok dolu bir roman olarak geldi. Varlık felsefesi, kadının toplumdaki yeri, kadın erkek ilişkilerine mizahi bir şekilde yaklaşılmıştı. Gürpınar’ın çok iyi bir gözlemci olması ve olayları herkes okusun diye yazması çok özel bence. Günümüz şartlarında halk için yararlı olur mu bilmem ama dönemi için harika bir iş olduğu kesin.
Cadı
CadıHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20231,230 okunma
··
110 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.