Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

352 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
19. yüzyılda Amerika'da siyahi doğmak
Edebiyat baska limanlara yelken açmak, bir başkasının hayatına açılan pencereden bakmaktır. Bazen sadece bu pencereden içeri bakarsınız, bazen sofrada pişen kuru fasulyeye ev halkı ile beraber ekmek banarsınız, bazen karakterle beraber soğuğu iliklerinize kadar yaşar, kimi zaman sevinçlerine ortak olursunuz .. Her eserde olmasa da çoğu zaman kitabın kapağını açtığınızda olan ruh haliniz, kişiliğiniz ile kitap bitince olan haliniz arasında fark vardır. Bu sebeple hayatınızda sığınılacak liman aradığınızda kendinizi edebiyatın şefkatli kollarına bırakabilirsiniz.
Toni Morrison
Toni Morrison
veya gerçek adıyla Chloe Anthony Wofford Afro-Amerikan kökenli siyahi bir akademisyen. Hayatı boyunca "ırkçılık" ve ABD özelinde ezilen halkın sorunlarını kaleme almış kendini bu konuda vazifeli tayin etmiştir.
Sevilen
Sevilen
kitabi ilk yayınlandığı tarihte çok büyük yankı uyandırmış ve pek çok ödüle layık görülmüştür. Yazar bu kitabı ile 1988 yılında Pulitzer Ödülü ve American Book Award ödülünü almış, 1993 yılına gelindiğinde ise tüm eserleri ile Nobel edebiyat Ödülü ile taçlandırılmıştır. Bu ödülü alan ilk siyahi kökenli kadın olarak tarihe adını yazdırmıştır. Kitap gerçek bir hayat hikayesinden esinlenmiştir. Büyülü gerçeklik ögeleri barındırmaktadır. Kölelik uzerine güzel tespitler içermektedir. Okurken yer yer sıkılabilirsiniz, anlatım dili cok kuvvetli degil. Asıl hikayeyi bilmeden okunduğunda çok fazla anlam ifade etmemektedir. O yüzden size kitaptan ziyade asıl öyküden bahsedeyim. Bu anlatılanlar kitapta yok ama bilinmesi gereken bilgiler... Rotamızı şu an demokrasinin(?), özgürlüklerin(?) ve dünya barışının(?) simgesi Amerika Birleşik Devletleri'ne çevirelim. 19.yüzyilin ilk yarısında siyahi olarak dünyaya gelen bir kız çocuğusunuz. Aileniz bir "beyaz tenli" mülk sahibinin evinde köle olarak çalışıyor. Verilen her işi yapmak, ses çıkarmamak, hak iddia edememek ile mükellefsiniz. Mülk sahibi sizi her işine koşturabilir, ev ve bahce işlerinde kullanabilir, gerekirse sizi satabilir veya kiralayabilir. İstediği zaman sizi yatağında veya kuytu köşelerde cinsel birliktelik amacıyla kullanabilir. Başka bir eve köle olarak veriliyorsunuz. Burada sizi evde diğer beyaz tenli insanlar adeta "Arap atı" gibi kullanıyor. Ev sahibinin veya diğer söz sahibi insanların zoruyla gebe kalıyorsunuz. Sonrasında karşınıza başka bir siyahi köle çıkıyor. Onunla evleniyorsunuz. İlk çocuğunuz yine melez doguyor. Daha sonra mülk sahibi değişiyor bir de kız çocuğunuz oluyor. Mülk sahibinin size eza ve cefalari gün geçtikçe artıyor 2 yıl sonra çocuklarınızı başka yere köle olarak verileceğini öğreniyorsunuz. Ve karnı burnunda bir gebe iken eşinizle beraber plan yapıp iki erkek, bir kız çocuğu ile beraber kaçmaya karar veriyorsunuz. Kaçtıktan kısa süre sonra doğum yapıyor ve askeri- idari personeller tarafından bir barakada yakalaniyorsunuz. Eşiniz çatışmada yakalanıyor. Siz cinnet geçiriyorsunuz, tekrar köle olarak gideceğime ölürüm daja iyi diyorusnuz 2 yaşında olan kız çocuğunuzun boğazını kesiyorsunuz, kızcağız orada melek oluyor. Tam ayni bıçakla kendinizi öldürmek üzere iken tutuklaniyorsunuz. Sizi eşinizi ve çocuklarınızı gözaltına alıyorlar. Yargılama sırasında trajikomik anlar yaşanıyor. Siz bir kacak köle misiniz? Yoksa cocugunu olduren özgür bir birey mi? Halk davaya dahil oluyor, yargilama 2 haftaya yakin sürüyor. En sonunda kaçak köle oldugunuza kanaat getiriliyor. 2 çocuk melez olduğu için onlarda söz hakkı size tanınmıyor elinizden alınıyor, yenidogan kız çocuğu yanınıza verilerek başka bir eve köle olarak gonderiliyorsunuz. Kaderin cilvesi burada da peşinizi bırakmıyor. Giderken deniz yoluyla gittiğiniz için tekneler çarpışıp yenidogan kızınız denize düşüyor. Bunalıma girip yeme içmeden kesiliyor yaklaşık bit yıl sonra henüz 24 yaşında iken tifodan hayatınızı kaybediyorsunuz. Nasıl hayali bile korkunç değil mi? Ama bu olay tamamen gerçek. 1834 doğumlu Margaret Garner'in kısa biyografisi. Anlatsam film olur dediğiniz acı ve zulüm dolu hayatlar... Ölümünden sadece 5 yıl sonra yürekli bir adam çıkıp köleliği kaldıralım diye yasa çıkartıyor. Ocak 1963'de kabul edilen yasa ile kölelik kaldırılması için adım atılıyor. Amerikan İç Savaşı sonrası 1865'de kölelik tamamen kaldırılıyor. Ama bu köklü karar bu cesur adamın hayatına mal oluyor. Henüz ikinci kez baska koltuğuna oturduğu ilk günlerde bir tiyatro sahnesinde suikasta uğrayarak hayatını kaybediyor. Ama ismini tarihe siyahi köleliği kaldıran başkan olarak altın harflerle yazdırıyor:
Abraham Lincoln
Abraham Lincoln
Yazarın son sayfalarda dedigi gibi "Anlatılacak bir öykü degildi bu" kısmını "Yaşanılacak bir hayat degildi bu" olarak düzeltmek temennisiyle... Okuyucusu bol olsun. Keyifli okumalar.
Sevilen
SevilenToni Morrison · Sel Yayınevi · 20231,436 okunma
·
1 artı 1'leme
·
362 görüntüleme
Çalıkuşu Habibe okurunun profil resmi
Merak ettiğim bir eserdi. Detaylı inceleme ve bilgiler için teşekkürler Yusuf hocam. Güzel bir kitap değerlendirmesi olmuş. Emeğinize sağlık.
John Coffey okurunun profil resmi
Teşekkür ederim hocam🌿
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.