Sürekli terk edilmiş bir adam (insan) kendisini nasıl teselli edecek, neye tutunacak?
Kalır mı böylesinde artık tutunacak bir heves, veya tutunacak yeni birşeyler üretebilir mi kendine?
Kahramanımız artik öğrenmiştir ki, insana yatırım yapılmaz, onlar ya çekip gidiyor ya da ölüp gidiyor.
En iyisi mi, başını sokması zaruri olan ve onu terk etmesi mümkün olmayan bir taşınmaza, yani oturduğu daireye, daha doğrusu bir mezarı andıran, altıncı kattaki ufacık bir odaya yatırım yapmak. Ev sahibiyle anlaşarak evi taksitle almaya başlar. Ama bir yandan da hayatı ve yaşam amacını sorgulamaktadır. Bu kadar çalışıp didinme, belki bir ömür sürecek, belki son taksidi ödenemden ölünüp gidilecek, sırf başını sokacak bir yer için mi olmalıydı? Cevabı ona belli etmeden gözlemlediği bir sokak insanı verir. Cevabını almış ve artık emin olmuştur. Fakat başındaki, ve ona herşeyin ne kadar kırılgan olduğunu gösteren yabani güvercinle olan meselesini nasıl halledecektir?
Kısa fakat düşündüren bir eserdi.
Yazarın kitaplarını tamamlama niyetindeyim.
Kitapla kalın...