19. ve 20. yüzyıllarda dış kaynaklı baskıların ve yeni düşüncelerin etkisi altında Müslümanlar kendilerini ve bağlılıklarını ulusallık ve yurtseverlik kavramlarıyla tanımlamaya başladığında, Arapça'da da, Farsça'da da, Türkçe'de de ''ulus''u belirtmek üzere kullanılan sözcüklerin daha önce İslamiyet'in din devletinin dayandığı topluluğu belirtmek için kullanılmış sözcükler olması kuşkusuz anlamlıdır. Hem de öncelikle etnik ya da toprak içerikli bir takım sözcük seçenekleri bulunduğu halde.