Tozak kırında, köylüler kimseye minnet etmeden, kendi çabalarıyla, gecelerini gündüze katarak çoluğu çocuğu, kadını, yaşlısı hep beraber, kurak toprakları yeşertip üzüm bağına çevirirler. Ancak unuttukları birşey vardır. Devlete bunu bildirmeden yapmak, habersiz bir şekilde köylerini kalkındırmak...Hal böyle olunca da devlete borçlanmış olurlar ve bürokrası çarkına takılırlar. Olaylar bu çerçevede geçer. Çerçevenin içindeki resmin renklerini ise köy yaşamı, köylülerin sorunları, kendi içlerinde pek sırıtmasa da, köylerinden çıktıklarında dalga geçilen cahillikleri, sorunlarına çözüm aramak için bir merci bulamamaları ve köyün kader yoldaşı kaplumbağalar oluşturuyor. Kitaptaki tüm karakterler dikkat çekici olsa da, köyün deli akıllısı Kır Abbas karakteri ön plana çıkıyor. Gerçek bir lidersin Abbas emmi... Kır Abbas, "Ben yetmişimi geçmişim beyim! Yetmiş dört! Belkim yetmiş beş! Ama demir gibiyim maşşallah! Ben beyim, kendimi çok idareli kullandım gençlikte!...Hem de hiçbir vakit tasayı, gamı kendime yoldaş etmedim. Ben geniş bir herifimdir! Bu nedenle, yetmişimi aştığım halde, demir gibiyim!"(s.233) Tekrar edilen kısımlar, okurken sıkıcı olsa da köylülerin samimi hallerini okumak bunu tolere ediyor.

KaplumbağalarFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20063,444 okunma

·

432 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.